“Ammûriye kenti Emirdağ değil, Uluborlu ilçesidir”

31 Temmuz 2013 15:45

Ünlü Tarihçi Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Refik Turan’ın yönettiği  sempozyumda Uluborlu’nun Ammûriye kenti olduğuna ilişkin bilgi ve belgeler  paylaşıldı. Hamideli Derneği Başkanı Ramazan Topraklı, sözkonusu kentin Emirdağ değil Uluborlu olduğunu  yaptıkları bilimsel araştırmalar sonucu tespit ettiklerini söyledi.

Uluborlu  geçtiğimiz günlerde çok önemli bir sempozyuma ev sahipliği yaptı.  Hamideli  Kültür ve Dayanışma  Derneği tarafından düzenlenen  “Ammûriye’nin keşfi ve Uluborlu” konulu sempozyum   Uluborlu Belediye Meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi.

Yaklaşık 100 kişinin katıldığı sempozyuma katılanlar arasında Uluborlu Belediye Başkanı Mehmet Ünverdi, Prof. Metin Karaörs, Mehmet Ertem, Ankara’dan Y. Müh. Oğuz Şenel,  Yrd. Doç. Dr. Abdullah Bakır, Mustafa Topraklı, Emine Türkmen, Bucak eski Belediye Başkanı M. Ali Öztop, Özgür Okur, Hüseyin Tunçbilek, Cuma Ayyıldız, Büyükkabaca eski Belediye Başkanı M. Ali Kocagöz, Y. Müh. Kadir Karacan, A. Geylani Diker, Senirkent Belediye Meclis üyeleri ile çok sayıda izleyici yeraldı. 

Sempozyumu Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Tarih hocası Prof. Refik Turan yönetirken,  Hamideli Derneği Başkanı Yüksek Mühendis Ramazan Topraklı tarihî Ammûriye kentinin Uluborlu olduğu hakkında bir sunum yaptı. Topraklı, Ammûriye-Tarsus, Ammûriye-Halîc, Alemeyn-Ammûriye, Ammûriye-İznik, Tarsus-İstanbul yollarını anlattı. Başbakanlık Basın Müşaviri  Gazeteci-Yazar Ömür Çelikdönmez ve Prof. Dr. Refik Turan’da  gerek Uluborlu’nun ve gerekse bölgenin tarihi hakkında önemli bilgiler verdi.

ÜNLÜ TARİHÇİ TURAN

TARİH TANIMINI YAPTI.

Sözkonusu sempozyumu yöneten Gazi Üniversitesi Tarih Profesörü  Refik Turan, “Tarih, bugün yaşadığımız çağ içinde  lazım olan bir bilim dalıdır” dedi. Türkiye’nin  dünya  tarihindeki önemine dikkat çeken Turan,  Uluborlu’da   osmanlı döneminden   kalma çok sayıda tarihi  kalıntı ve eser bulunduğunu belirterek bunların birçoğunun yeraltında olduğunu ifade etti. Uluborlu denilince akla ilk gelenin kiraz olduğunu kaydeden Turan, ancak Uluborlu’nun esas tarihinin çok önemli olduğuna dikkat çekti. Tarihte Uluborlu kalesinin  önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden  Turan, en çok antik kentlerin de Göller Bölgesinde olduğunu ifade ederek “Bu nedenle içerisinde bulunduğumuz bölge tarih açısından çok zengin özelliklere sahip, bu  bölgede sayısız antik kentler bulunmaktadır. Aancak antik kentlerle ilgili çalışma bugün için Yalvaç ilçemizde yapılmaktadır, bu nedenle Yalvaç bu konuda öndedir” dedi. Uluborlu’nun ammuriye kenti olduğuna ilişkin ilk görüşün Gazeteci-Yazar Ömür Çelikdönmez’e ait olduğunu da hatırlatan Turan, daha sonra kendisinin de yaptığı araştırmalar sonucu bu  tezin doğruluğunun ortaya çıktığını ifade etti.  Turan, “Biz Ankara’da  Ramazan Topraklı ve Ömür Çelikdönmez  arkadaşlarımızla Hamideli Derneği’nde   birlikte çalışıyoruz, birşeyler yapmaya çalışıyoruz. Ammuriye  eski çağ kenti  anlamına gelen çok önemli bir şehirdir. Bu iddiaları araştıran  Ramazan bey  Ammuriye kentinin Uluborlu olduğunu ispatladı” dedi.

TOPRAKLI İDDİALI KONUŞTU…

Sözkonusu sempozyumda konuşan Hamideli Derneği Başkanı Ramazan Topraklı’da Uluborlu ve çevresinde çok sayıda antik kent bulunduğuna dikkat çekerek buralara sahip çıkılmasını ve koruma altına alınmasını istedi.  Ammuriye kentinin Emirdağ değil Uluborlu olduğunu, bu sonuca gerek Osmanlı dönemine ilişkin arşivlerde  yaptıkları  araştırmalarda gerekse bölgede yaptıkları inceleme sonucu ulaştıklarını  belirten Topraklı, ünlü kral yolunun da Uluborlu’dan geçtiğini söyledi. Topraklı  sinevizyon eşliğinde yaptığı sunumda şunları söyledi:

*Eğirdir ve Beyşehir Göllerindeki coğrafi değişim: Bundan 500 yıl önce Eğirdir Gölü; Eğirdir (Pusgusa) ve Hoyran (Aurokran), Beyşehir Gölü ise Beyşehir (Miskineyn) ve Kıreli olmak üzere iki ayrı göldür.

*Kıral Yolu: Ünlü KIRAL YOLU, Uluborlu-Kemer Boğazı (Kelana)-Karaağaç ve Fele’den geçmektedir.

Herodotos (Lidya ve Firikya içindeki uzunluğu 513 bm Fele Boğazında son bulur) ve Koniates’in ifadeleri (Yukarı Firikya, Likonya, Pisidya’dan geçerek Çukurova’ya varırlar)

Kıral Yolundan geçenler: 3. Midas, Giges ve Karun, Pers-Medya imparatorluğu, İskender, Selefkoslar, Annibal, Romalı konsül Manlius Vulso, Polibios, Livius, Pavlus ve Barnaba,

Sahabe Fedâle b. Ubeyt el-Ensari, Mesleme b. Abdilmelik, Abbas b. Velid b. Abdilmelik, Battal Gazi, Harun Reşit, Mu’tasım, Afşin Bey, tekrar Afşin Bey, Sultan Mes’ûd, Kılıçarslan I ve Kılıçarslan II, Dolat, Gıyaseddin Keyhüsrev, Alâeddin Keykubad, Hamit Bey ve oğulları, Yıldırım Bayezid, Timurlenk, Birinci ve İkinci Murat, Fatih Sultan Mehmet Han ve daha niceleri Kemer Boğazı’ndan geçmişlerdir.

* Ünlü Kelana ve Apameya kentleri Dinar’da değil, Kemer Boğazı ve Barla Boyalı Mahallesi önü; göl içindedir.

* Türk askerinin H. 223/838 yılında fethettiği ünlü Ammûriye kenti Emirdağ olmayıp Uluborlu’dur.

* İbn Hordazbih (820-912) ve el-İdrisî (1100-1166)’nin verdiği yollar.

Önce yeri kesin olarak bilinen kentler veya kaleler:

Tarsus: Tarsus

Karyetü’l-Esnam (Putlar köyü): İvriz

Nikiyye: İznik

Derevliye: Eskişehir

Senade, Sinnade: Çıfıt kasabası yanındaki Mahmut köy

Hısnu’l-Yahudi, Çıfıt kasabası: Şuhut

Denur-Denus: Çay ilçe merkezi-Demir-ağaç/Temur-ağaç Mahallesi

Kutayya: Kütahya

Ammûriye kentinin bir an için Uluborlu olduğunu düşündüğümüzde;

İkinci olarak ortaya çıkan kentler veya kaleler:

Kidros-Kedrea/Gereme: Arızlı

Medinetü’l-Endosbabe: Kemer Boğazı

Nasre’l-Ikritî/ Kurtarıcı/ Mesih’in yardımcılarının kenti: Yalvaç

Hısnu’l-Şemeşki (Şemeşki’den Konya’ya bir yol gider): Beyşehir

Medinetü’l-Leben: Akkilise-Akkise

Basilyon Gölü (Hoyran Gölü) ucu ve Yoğurtçubeli: Aşağıkaşıkara-Arızlı arasındaki ünlü bel

Belumin: Çay-Pazarağaç karşısındaki kale

İznik ve İznik’in karşısında El-İbra kalesi (buradan Halîc24 mil).

1 Roma mili bin çift adım olup 1480 metredir. Hesapların kolay olması için biz bunu1500 metreolarak kabul ettik.

İznik-Ammûriye arasının 8 gün ve İznik-Derevliye’nin 3 veya 4 gün oluşu

Miskineyn veya Miskinin/Misthia Gölü ve Kıreli Gölü (Kâtip Çelebi’nin haritası)

Bu kale ve kentlere göre diğer bütün isimleri coğrafyamıza yerleştirdik. Her şey yerli yerine oturdu ve Ammûriye’nin Uluborlu’da Apameya ve Kelana’nın Kemer Boğazı’nda olduğu kesinleşmiş oldu.

İsimlerin Türkçeleşmesi: Kelidoni çayı-Kırlangıç çayı, Ayazmana-Yumgeldi pınarı, Meclis-Kötürnek, Rabaz-Durak-Manarga, Ikriti-Kurtarıcı (İsa Rasul)-Yalavaç, Metropolis-Cirimbolu, Firigos/Firigoslar olmuştur.

Hamit Ormanı değil de niçin Pisidyalı gençler ormanı, Osman Gazi oğlunun adını Hamid koyarken bizim gençler niçin Pisidyalı Gençler oluyordu! Hâlbuki Kosova Meydan Savaşı’na buradan 2000 Hamit okçusu gitmişti.

Yabacıların coğrafyamıza diktikleri Pavlus’un geçtiği yolları gösteren levhaların yerleri hep uydurmaydı.

Kemer Boğazı’ndaki köprü: 1530 tarihli Osmanlı vesikalarında bize yol gösteren Yenice Köyü Köprüsünden tarihte ilk defa; 1148 yılındaki 2. Haçlı Seferi münasebetiyle Ransimın tarafından bahsedilmiştir. KEMER BOĞAZI ismi bir yer adı olarak orada bulunan KEMER köprüden gelmektedir. ”

“HZ. ALİ’NİN EL İZLERİ VAR”

Sempozyumda son olarak konuşan Başbakanlık Basın Müşaviri Ömür Çelikdönmez; 'İslamın İlk Fetih Yıllarında Uluborlu’ başlıklı konuşmasında, Uluborlu'nun Hititler döneminde isminin Apullunas olduğunu belirterek, Kapılar Tanrısı anlamına geldiğini, bu yer adının da Kapı Dağı ile bağlantılı olabileceğini, daha sonra da Apullunas isminin Apollania'ya ya dönüştüğünü belirtti. Ancak Mordiaum yer adının Roma döneminden önce Perslerin bölgeyi işgali sırasında kullanıldığını, bu adı taşıyan Persli bir komutanın olduğunu söyledi. Mordiaum yer adının, hem kadim Pehlevi yani antik Farsça'da hem de Latince'de ölüm yeri, ölüm vadisi, ölüm şehri anlamına geldiğini, Mordiaum yer adının Müslüman Arapların Uluborlu ve çevresini ele geçirdiklerinde, Amorion veya Amuriye şekline dönüştüğünü belirtti.  Çelikdönmez konuşmasında, Hz isa'nın sahabelerinden (havari) Aziz Barnaba'nın Sen Paul ile Kıbrıs üzerinden Uluborlu'ya geldiğini, bu sırada Barnaba'nın yeğeni Markos'un Uluborlu'da Anadolu'da ilk kurulan yedi kiliseden birinde papaz olduğunu söyleyerek, Uluborlu'nun tarihi önemine dikkat çekti. Ayrıca Sahabeden Selmani farisi'nin Mekke'ye gitmeden önce Uluborlu'ya uğradığını belirtti. İslamı tebliğ için Hz Ali'nin bölgeye geldiğine dair rivayetlerin bulunduğunu, ilk fetih yıllarında İstanbul'u kuşatmaya giden İslam ordularının Uluborlu'ya uğradıklarını burada kanlı savaşların gerçekleştiğini anlattı. Uluborlu'da bu savaşlarda şehit düşen Sahabelerin mezarlarının bulunduğunu, Battal Gazi'nin bu bölgede yaşadığını, akrabalarının ise Uluğbey köyünde yaşadıklarını aktardı.  Çelikdönmez, zaman zaman  televizyonlarda izlediğimiz Battalgazi filmlerinde  adı geçen Ammuriye kentinin gerçekte Uluborlu  olduğu konusunda ısrarcı olduklarını belirtti. Yaptıkları bilimsel araştırmalarının da bu görüşlerini  doğru çıkardığını kaydeden Çelikdönmez, ayrıca Isparta bölgesinde bazı yerlerde Hz. Ali’nin gerek elinin gerekse atının ayak izlerinin olduğunu da iddia etti.

“VAKIF ESERLERİ

KONTROLÜMÜZ

ALTINDA”

Sözkonusu konferansta konuşan Uluborlu Belediye Başkanı Mehmet Ünverdi ise ilçelerinde böyle bir tarihi sempozyum düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, ilçedeki vakıf eserlernin kontrolü altına olduğunu ve bunların pek çoğunun restorasyonlarının yapıldığını ancak bazı tarihi kalıntıların mülkiyet arazilerinde olması nedeniyle bunlarla ilgili herhangi bir kazı  çalışması yapılamadığını söyledi.

TARİHİ KALINTILAR

GÜN YÜZÜNE

ÇIKARILMALI…

Sempozyumu değerlendiren Gazi Üniversitesi Tarih Profesörü Refik Turan ise, gerek Uluborlu gerekse Göller Bölgesinin önemli antik kent ve tarihi kalıntılara sahip yöre olduğunu belirterek bunların ortaya çıkarılması konusunda kazı çalışması yapılması gerektiğini ifade etti. Bu işlerin pek kolay olmadığını ve  siyasilerinden, yerel yöneticilerinden ve halkın bu konuda işbirliği yapması gerektiğinin önemine dikkat çeken Turan, bu konuda Yalvaç’ın güzel bir  örnek sergilediğini ve o bölgedeki Psidia antik kentindeki kazı çalışmalarının  yıllardır başarıyla sürdürüldüğünü sözlerine ekledi.  

 

Bu haber 1515 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...