Isparta´dan Mursi´ye destek

9 Temmuz 2013 18:16

Mısır'daki yaşanan ordunun yönetime el koyması olayına Isparta'dan da tepki geldi.  Isparta Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu, düzenlediği basın açıklamasında Muhammed Mursi'nin yanında olduklarını belirtilirken, darbecilerin de karşısında olduklarını söylediler.

Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından Türkiye'de tepkiler çığ gibi büyüdü. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin seçilmiş hükümetine yapılan müdahaleye tepkilerini dile getirmek adına Isparta Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu'da bir basın açıklaması düzenledi. Platforma Kültürevi Derneği, İlkeli Gençlik ve Çocuk Derneği, Memur-Sen, EğitimBir-Sen, Isparta İmam-Hatipliler Derneği, Anadolu Gençlik Derneği destek verdi.

Özel İdare Binası Parkı'nda Isparta Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu adına açıklamayı Isparta İmam-Hatipliler Derneği Başkanı Celal Atasoy yaptı. Atasoy, ''Mısır tarihi boyunca yapılan ilk özgür seçimlerde halkın iradesiyle seçilen Hürriyet ve Adalet Partisi adayı Muhammed Mursi, Mısır cuntasının yaptığı darbeyle devrildi. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin üzerinden henüz bir yıl geçmiş olmasına rağmen, kendisinden imkânsızı başarması istenen ve ülke içinden ve dışından her yönüyle baskı altında tutulan Mursi’ye karşı başlatılan “temerrüt” kampanyası iki günün sonunda ordunun yönetime el koyması ile sonuçlandı. Ulusal ve uluslararası iktidar odaklarının işbirliği ile Cumhurbaşkanı Mursi ev hapsine alınırken, İhvan-ı Müslimin Hareketinin liderleri ve birçok üyesi tutuklandı. Şu anda Refah sınır kapısı ve Filistin’e giden tüneller ordu tarafından kapatılmış bulunmaktadır. Mısır Devlet başkanlığına da Anayasa Mahkemesi Başkanı M. Adlî Mansur’u atadılar ve anayasa üzerine yemin ederek görevine başladı. Bu ne büyük çelişkidir ki hem anayasayı rafa kaldırdık,darbe yaptık diyeceksiniz hem de anayasa üzerine yemin edeceksiniz! Bunlar kendi elleri ile yaptıkları putları acıkınca yiyen atalarının dininin takipçileridirler.

Son iki yıldan bu yana Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan ayaklanmaların gittikçe İslamileşmesi, ve özgür bir ortamda yapılan seçimlerde İslamcı partilerin itibar kazanması, hegemonik güçlerin rahatsızlığını gittikçe artırıyordu Birbirine paralel olarak gelişen Türkiye Brezilya ve Mısır’daki olaylar gösteriyor ki , egemen güçlerin en büyük yalanı demokrasidir. Onlar açısından demokrasi sadece kendi istedikleri seçildiğinde meşru bir tercih biçimidir. Daha bir yıl önce yüzde 52 oy alarak seçilen bir Cumhurbaşkanına  hiçbir hukuki ve siyasi meşruiyet gözetilmeden “sen artık bu ülkenin cumhurbaşkanı değilsin” denebiliyor.

Yaklaşık 60 yıllık bir diktatörlük döneminden çıkmış Mısır halkı Nasır’ı Sedat’ı ve en son olarak Mübarek’in uygulamalarını gördü ve bu baskı ve sindirme politikalarını bizzat yaşadı. Yine aklı darbelere dönük çalışanlar seçimle başaramadıklarını silahlı güçlerden bekleyenler kendilerine şunu sormalılar:

Şayet Mübarek döneminde olsaydı bu şekilde bir kalkışma durumunda başlarına ne gelirdi? Ne olursa olsun Mursi gitsin şeklinde bağırarak toplandıkları Tahrir kan gölüne döner miydi? Dönmez miydi? Henüz bir yıldır Mısır’ı yöneten Mursi’nin oluşturduğu  “özgürlük ” ortamının darbe için kullanılması iddialarının haksızlığının ispatı değil midir?

Türkiye’de çok defa gördüğümüz Meclis’in üstünde uçurulan savaş uçakları, anayasanın askıya alınması, meclis ve siyasi partilerin kapatılması, kurulması planlanan özel mahkemeler, yasaklı siyasilerin listesi gibi haberler el-Ahram gibi gazeteler aracılığıyla bir korku filmi havasında Mısır’da da senaryolaştırılıyor.

Son Taksim olaylarında da görüldü ki, hegemonik güçler demokrasi masalını yeniden yazmak ya da yepyeni bir demokrasi tanımı yapmaya çalışıyorlar. Halkın iradesinin yansıması olarak görülen seçimleri yeterli görmüyor ve demokrasi bir “uzlaşma” rejimidir diyerek kim seçilirse seçilsin, bizimle uzlaşsın ve bizim ilkelerimize göre hareket etsinler demek istiyorlar. Zira onlar hiçbir zaman adaletten hoşlanmıyor, zulüm ve baskıyla, kan ve göz yaşı akıtarak ayakta duruyorlar. Müslümanların demokratik yollarla elde ettikleri sadece bir yıllık yönetimlerine tahammül edemeyenler acaba kendilerine bunca yıldır tahammül etmek zorunda olan Müslümanların düşüncelerini, duygularını  ve ruh hallerini anlayacaklar mı?

Müslümanların 90’lı yıllarda Cezayir’de demokratik yollarla kazandıkları seçimleri çok kısa bir süre içinde darbe ile kaybetmeleri hafızamızda tam da unutulacakken bu son darbe ile İslam âleminin gerçekleri görme ve oynanan oyunların tekrar ortaya çıkmasına vesile olmuştur.

Bundan sonra kimse Müslümanlara demokrasinin faziletlerini (!) anlatma ahlaksızlığını sergilememeli; demokrat geçinenlerin nasıl da ahlaksızca söylemler üretebildiklerinin artık tüm insanlık tarafından görülmelidir.

Türkiye’deki gazete ve televizyonlarda Mısır’daki Müslüman Kardeşler ve Selefilerin askeri darbeyle devrilmesi için tertiplenen provokatif sokak eylemlerinin nasıl övüldüğüne bir bakalım. Sadece Ergenekon-Balyoz cuntalarıyla isimleri özdeşleşmiş ulusalcı-Kemalist sınıfların, en az onlar kadar liberallerin de Mursi’ye verilen muhtıra karşısında ne kadar da sevinip heyecanlandıklarını göreceğiz.'' dedi.

Bu açıklamanın ardından İlahiyatçı Yazar Ramazan Tamer Büyükküpcü, katılımcılarla birlikte yaşananlar adına bir dua yaptı. Büyükküpcü duasında şunlara yer verdi; “Mazlumlar adına yakarıyoruz: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır; ayaklarımızı sabit kıl! Ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”(2/250) Mısır başta olmak üzere, tüm dünyadaki mücahitlere yardım et; onları İsrail’e,şeytan ve dostlarına  karşı galip eyle Allah’ım!..

Ümmet adına itiraf ediyoruz: Biz kardeşlerimizi unuttuk, ihmal ettik; hatalıyız, kusurluyuz. Bizi sorguya çekme! Biz bu hesabı veremeyiz Allah’ım! Bize onları unutturma; davalarına sahip çıkma bilinci ver!..

Allah’ım! Mazlum Müslümanlar adına Sana yalvarıyoruz: “Yâ Rabbi! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Yâ Rabbi! bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bizi bağışla, bize mağfiret et, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız! Kâfirler topluluğuna karşı yardım et bize Allah’ım.” (2/286)

Yâ Rabbi! Mısırlı kardeşlerimizi her türlü felaketten, katliamdan, kötülükten Sen muhafaza eyle! Onların şanlı şehitlerini vaad ettiğin Adn Cennetlerine koy! Yaralılarına acil şifalar ver! Gazilerine şecaat ve sabır ver Allah’ım!

Mısır’lı kardeşlerimize direnme gücü ver! Direnişlerini daim kıl! Bizleri de onlara destek eyle Allah’ım!

Ya Rabbi! Mısır’lı kardeşlerimizi o zalimler güruhunun eline ve insafına terk etme! (7/47)

Ya Rabbi! Mısır ve tüm dünyadaki mazlum kardeşlerimize Sen imdâd eyle! İmdâdına da bizleri vesile eyle Allah’ım!.”

 

 

Bu haber 625 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...