“Isparta’yı böyle bilmezdim..”

23 Mayıs 2013 16:22

Akil İnsanlar Akdeniz Heyeti üyesi Nihal Bengisu Karaca, önceki gün çözüm süreci için geldikleri Isparta’yı kaleme aldı. Isparta’dan övgüyle bahseden ve konuyu deyim yerindeyse Ankara’ya rapor eder nitelikte ele alan Bengisu Karaca “Şu ana kadar ziyaret ettiğimiz şehirler arasında ‘din’ ortak paydasına neden daha fazla dikkat çekilmediği, çözüm sürecinin neden ‘İslam kardeşliği’ temelinde mesafe kaydetmediği konusunu en çok gündeme getiren Isparta oldu” dedi.

Akil İnsanlar Akdeniz Heyeti’nin Isparta ziyaretinin üzerinden 3 gün geçmesine rağmen hala Isparta konuşuluyor. Öyle ki heyet üyesi yazar Nihal Bengisu Karaca Isparta’dan öyle etkilendi ki buradaki ziyaretini kaleme aldı. Yazısına Isparta’nın bu kadar güzel bir kent olduğunu beklemediğini belirterek başlayan Bengisu Karaca, Güller diyarı ilimizi şöyle anlattı:

KAVGACI DEĞİLLER ANLAMAYA ÇALIŞTILAR

Isparta'nın bu kadar güzel bir kent olduğunu bilmezdim. En yaşanılabilir şehirler listesinde ilk beşe giren Isparta, sadece gülleri ve yemyeşil güzel doğasıyla değil, sürece ilişkin itirazlarını, kavgacı değil anlamaya çalışan bir üsluptan süzerek dile getirme olgunluğuyla da etkiledi beni.

TEPKİLERİNİ KESKİN BİÇİMDE DİLE GETİRDİLER

Pek çok yerde olduğu gibi Isparta'da da, çözüm sürecinin hangi olasılıklara gebe olduğu sorgulandı. Kalıcı barışın garanti olup olmadığı en sık dile getirilen sorulardan biri oldu. Ispartalılar, heyetteki kimi üyelerin kullandığı iddia edilen ‘Gelecekte bir gün Öcalan'ı Meclis'te görebiliriz’ cümlesine yönelik tepkilerini lisan-ı münasiple ama keskin biçimde dile getirdiler.

ÜNİTER YAPININ KORUNMASINI İSTİYORLAR

‘Bu milli bir projeyse, yanlışları olsa bile tamam. Amerikan projesiyse, her halükârda hayır’ fikri sık sık tebarüz etti. ‘Barışı istemeyen namert olsun, ama üniter yapıyı bozmak isteyenler de namert olsun’ diyenlerin de ‘Çözüme destek veriyoruz, fakat bu Başbakan'ın Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin bir parçası olarak devam etmeli’ diyenlerin de öne çıkardığı şart aynıydı: Üniter yapının korunması.

DEVLET, TEK VATAN, TEK BAYRAK İLKESİNDEN TAVİZ VERMİYORLAR

Çözüm sürecini tek devlet, tek vatan, tek bayrak ilkesinden taviz verilmemesi koşuluyla destekleyenler ağırlıktaydı. Etnik ve mezhebi farklara dayalı kimliklerin sık dile getirilmesinin ‘Türk’ kimliğini gözden düşüreceği, Laz, Çerkez, Alevi, Süryani gibi diğer grupların da zamanla siyasi haklar talep etme noktasına gelmeleri ihtimalinden duyulan korku oldukça samimiydi.

KAYGILARI PKK VE TERÖRÜN HAK TALEP ETMESİ

Nitekim hem bu kişiler, hem de devletin Abdullah Öcalan'la kurduğu muhataplık düzeyinden rahatsızlık duyduklarını ifade edenler şu kaygıyı sık sık dile getirdiler ve Başbakan'a iletmemizi istediler: PKK ile muhataplık derecesinin bu seviyeye gelmesi, terör ve şiddeti bir hak talep etme noktasına taşırsa ne olacak? Devletimiz buna karşı tedbirini aldı mı?

DİN GÖREVLİLERİNİN SÜREÇTE YER ALMASINI İSTİYORLAR

Şu ana kadar ziyaret ettiğimiz şehirler arasında ‘din’ ortak paydasına neden daha fazla dikkat çekilmediği, çözüm sürecinin neden ‘İslam kardeşliği’ temelinde mesafe kaydetmediği konusunu en çok gündeme getiren de Isparta oldu. ‘Eğitim seviyesi arttıkça ırkçılık artıyor, çünkü pozitif bilimlere ağırlık veren, sadece aklı merkeze alan eğitim anlayışı, kalbe inen gönül eğitimi veren ilmi perspektifi içermiyor’ diyen, din boyutu ihmal edilen bir çözüm anlayışının hakim kalacağını söyleyip din görevlilerinin süreçte yer almasını isteyen görüşler de öne çıktı.”

 

 

Bu haber 626 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...