Eğirdir Gölü’nün geleceği aydınlatıldı

21 Mart 2013 19:33

Yoğun tarımsal faaliyetlerin, Eğirdir Gölü Havzası’ndaki yüzey ve yeraltı suyu için en önemli kirlilik kaynağı olduğu kanıtlandı. Eğirdir Gölü’nde yürütülen “Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat Projesi” kapsamında gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre, Göl’e tarımsal faaliyetlerle taşınan fosfor ve azot miktarları ne kadar azalırsa gölün kendi kendini yenilemesinin o kadar kolay olacağı ortaya kondu.

Doğayı Koruma Vakfı, Süleyman Demirel Üniversitesi’yle işbirliği yaparak, Eğirdir Gölü’ndeki kirliliğin nedenlerini tespit etti. 4 yıldır devam eden bir çalışmanın ürünü olan Eğirdir Gölü’nde Kirlilik Durumu ve Kirlilik Kaynakları Modelleme Çalışması Raporu farklı senaryolara göre Göl’ün geleceğini aydınlatacak. Bu araştırma, su kalitesindeki değişimi etkileyecek unsurları belirleyerek, kirliliğe karşı alınacak önlemler için bir kılavuz görevi görüyor. Türkiye’nin 2. büyük tatlı su gölü ve doğal içme suyu havzası olmasının yanı sıra biyolojik çeşitlilik değerleri bakımından uluslararası öneme sahip bir sulak alan olan Eğirdir Gölü için yapılan çalışmada, tarım alanlarından gelen yayılı kirlilik yüklerinin arttırılmasının veya azaltılmasının azot ve fosfor yükleri üzerindeki etkisinin en fazla olduğu sonucu elde edildi. Çalışma sayesinde, Göl’e dışsal etkilerle taşınan fosfor ve azot miktarları ne kadar azalırsa ve gölün mevcut hidrodinamik yapısı korunursa, su kalitesi açısından kendi kendini yenilemesinin de o kadar kolay olacağı bir kez daha göze çarpıyor. Göl’de kirliliği azaltmak için öncelikle, havzadaki tarımsal aktivitelerde kullanılan gübre ve pestisit miktarlarının azaltılmasının ve bitkisel/hayvansal ürünlerin, ekolojik yöntemler kullanılarak elde edilmesi yönünde çalışmalar yapılmasının gerekliliği ortaya çıkıyor.

Bu haber 623 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...