Baro Başkanı Ünsal Çankaya:

“İyi hal indirimi uygulanmasın”

21 Eylül 2019 12:18

Baro Başkanı Ünsal Çankaya, kadına şiddet ve çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarında gündeme gelen 'idam' tartışmalarını değerlendirdi: Suçu artırmakla suçu önleyemezsiniz.
Baro Başkanı Av. Ünsal Çankaya, idama karşı olduğunu belirtti, bu karşı görüşünü 2 gerekçeye dayandırdı. Çankaya'ya göre, idam kurtuluş, bu suçu işleyenlerin bu dünyada da ceza çekmesi gerekiyor. İşte o açıklama;
“Ülkedeki kadına yönelik şiddet, çocuklara yönelik istismar olayları maalesef artarak devam ediyor. Biz de bu süreci içimiz yanarak takip ediyoruz. Isparta Barosu olarak da elimizden geldiğince olumlu yönde değişiklik sağlama adına müdahale olmaya çalışıyoruz. Bu konuların çözümü sadece yasaların daha sert, daha sıkı olmasıyla sağlanamaz. Bu konu toplumsal bilinci sağlıklı noktaya gelmesi ile çözülür. Eğitim sağlıklı olmalıdır. Öncelikle suçun işlenmiyor olması gerekiyor. Cezaları artırmak çözüm değil. Ama bir çocuğa karşı cinsel güdüde olacak sapıkların toplum içinde yetişmesini engellemek lazım. Kadına karşı el kaldırmayı erkeklik zanneden vahşilerin, canilerin bu toplum içinde yetişmemesini sağlamak lazım. Ve bu 1-2 günde olabilecek şeyler değil. Uzun vadeli programlar gerekiyor. Biz cezaların arttırılmasının suç oranını azaltmayacağını ülkece tecrübe ettik. Nerede tecrübe ettik? Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kan davası toplumsal bir vaka. Yasaya koyduk. 'Kan gütme saiki ile işlenen cinayetlerde idam varken idam, idam kaldırıldıktan sonra ağırlaştırılmış müebbet cezası vardır' dendi. Verilebilecek en ağır cezayı koyduk. Bu konu incelendi. Bu cezalar verildikten sonra oradaki kan davalarında azalma oldu mu ? Olmadı. Hiç beklenmedik bir sonucu oldu. Daha az ceza alsın diye cinayeti 15 yaşındaki çocukların işlediği yönünde, çocukların gidip suçları üzerlerine olma olayları oldu. Cezanın ağırlaştırılması suçu azaltmadı, aksine suçu işleyenin değil 'sen daha az ceza alırsın' diye küçük çocukların suçları üstlenmesi sonucunu doğurdu. Ceza artırmanın çözüm olmadığını ülkece tecrübe ettik. Burada yapılması gereken bu suçu işleyen cani ve sapıkların toplum içinde çıkmamasını sağlamak. Elbette bu suçların cezası çok ağır olmalı.
Isparta Barosu olarak bir bildiri yayınladık. Kadına yönelik şiddet, çocuğa cinsel saldırı, taciz suçlarında kısaca toplumda infaal yaratan suçlarda 'sanık takım elbiseli çıkmış, saygılı konuşmuş iyi hal indirimi' gibi konulardan muaf olması gerektiğini düşünüyoruz. Kadına yönelik, çocuklara yönelik suçlarda yasada bulunan indirim hükümlerinin uygulanmamasını istiyoruz. Mevcut yasada en ağır ceza ne ise öyle cezalandırılmalıdır.

CEZASINI ÇEKTİĞİNİ GÖRMELİYİZ

İdam konusu tartışılıyor. Bu tür insanların ciğerini yakan suçlarda her zaman gündeme geliyor. Bu konuda Isparta Barosu adına konuşmam kolay değil. Isparta Barosu'na mensup birçok avukat farklı farklı düşünceye sahip olabilir. Ama idama yönelik benim şahsi kanaatim şu. İdama 2 gerekçeden ötürü karşı çıkıyorum. Birincisi bu kadar ağır, hepimizin ciğerini yakan suçu işleyen bir kişinin birkaç ay hapis yattıktan sonra öldürülmesinin bir kurtuluş olduğunu düşünüyorum. Ben bir hukukçu olarak bu kişinin cezasının karşılığındaki hapis cezası ne ise o kadar hapiste yatmasını, bu suçun cezasını bu dünyada da çekmesini istiyorum. Küçük bir çocuğa cinsel saldırıda bulunmuş kişiyi idam ettikten sonra bu dünyada cezasını çektiğini görememiş olacağım. Belki birçok kişiye göre idam edilmesi daha sert, daha caydırıcı, gönüllere daha fazla su serpen bir ceza olduğunu düşünebilirler. Ama ben hapis yatmasının, bu dünyada da cezasını çekmesini sağladığını düşünüyorum. Bunun gerekli olduğuna inanıyorum.

HUKUK DEVLETLERİNDE
DEVLET İNTİKAM ALMAZ

İkincisi; adam öldüren kişiyi devletin öldürmesi bir hukukçu olarak devletin bu suçu işleyen kişinin karşısında intikam almış bir pozisyona düşmesine neden oluyor. Hukuk devletlerinde devlet intikam almaz. Devlet cezasını verir, mümkünse de ıslah ederek topluma kazandırır. Biz nasıl başımıza bir olay geldiği zaman, evimize hırsız girdiği zaman gidip o kişiyi dövüyor muyuz? Elinden çaldığı malları zorla alıyor muyuz? Karakola gidip, suç duyurusunda bulunuyoruz. Devlet o kişiye gerekli cezayı veriyor, zararımızı gideriyor. Devlet işlenen suç nedeni ile bozulan kamu düzenini yeniden tahsis eder. Devlet gidip 'sen suç işletin, ben de senden intikam alıyorum. Bu yollar vatandaşımın yüreğine su serpiyorum' demez. Devlet hukuku çalıştırır.”


Avukat bir babanın oğlu

Isparta Barosu Başkanı Av. Ünsal Çankaya, üstatlar sınıfındaki avukat bir babanın oğlu. Av. Ünal Çankaya ile birlikte aynı ofiste çalışan Baro Başkanı Çankaya, mesleğin kutsal olduğuna inanıyor.

“Ben avukat bir babanın çocuğuyum. Bizim ailede her zaman hukuk, dava, Adliye her zaman konuşulur ve gündemde olurdu. Ben de küçüklükten beri babamın bürosuna gider-gelir, yazın orada çalışırdım. Gerekirse katiplik yapardım, gerekirse çay getir-götür işlerine bakardım. Büronun işlerinde çalışırdım. Gel zaman git zaman meslek tercih edeceğimiz döneme geldiğimde aklımda yapacağını düşündüğüm tek meslek vardı, avukatlık. Üniversite sınavına girerken sadece hukuk fakültesini yazdım. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandım. 1 yıl hazırlıkla beraber toplam 5 senede hukuk fakültesini bitirdim. Hakimlik, savcılık düşünmedim, noterlik başvurusu bile yapmadım.

Avukatlık mesleğinin kutsal olduğuna inanıyorum. Bütün meslekler kutsal, yargı camiası içindeki hakimlik, savcılık mesleği de kutsal. Ama işin savunma yanı, vatandaşla birlikte olma yanı, onların haklarını elde etmek için çaba sarfetme yanı, bu çabanın karşılığında elde edilen sonuçtan duyulan mesleki tatmin bana hep cezp edici geldi. Ben mesleğimi yaparken bu mesleğin ekonomik getirilerini hiç düşünmedim. Biz her zaman vatandaşın hakka, adalete ulaşmasını önemsedik. Bunun için neler yapılabilir, buna bakmak bana her zaman heyecan verdi. Babam da aynı şeklide bu mesleğe heyecanla sarıldığını görmek bu işin
ömür boyu yapılacağını
bana
gösterdi.”

Bu haber 268 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...