“Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için..”

30 Temmuz 2018 18:20

İyi Parti Milletvekili Aylin Cesur, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesine  TBMM  Genel Kurulu'nda konuştu. Cesur, "Devlet olmanın gereği hakkında aslında bir kurs önergesi mi hazırlasak" önerisinde bulundu

İşte Cesur'un o konuşması:

“Evet, Harran Üniversitesinde çalışan meslektaşımız Doktor Bahattin Yalçın'ın başına gelen insanlık dışı saldırıyı kınadığımı belirterek ve tüm sağlık çalışanlarına ve milletimize üzüntülerimi ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Sizleri ben biraz geçmişe götürmek istiyorum. Doktor Göksel Kalaycı 66 yaşındaydı. Önce genel cerrahi, daha sonra göğüs cerrahisi ihtisası yaptı, profesör oldu. Ameliyat ettiği hastası, ameliyattan önce "Ben ölürsem sen de öleceksin." dedi, maalesef, hasta çok ağır bir ameliyat geçirdi ve kaybedildi ve hastanın yakını tarafından, yıllarını verdiği İstanbul Tıp Fakültesinin bahçesinde vurularak 11 Kasım 2005 günü hayatını kaybetti.

Doktor Ali Menekşe. 51 yaşındaydı. Giresun Göğüs Hastalıkları Hastanesinde göğüs hastalıkları uzmanıydı. Bir çocuğunu doğumda, 16 yaşındaki kızını da Ankara'da bir trafik kazasında kaybetmişti ve 15 Ocak 2008'de, 51'inci doğum gününde bir hastası tarafından vurularak öldürüldü ve 14 Şubat 2008 günü hayatını kaybetti.

Doktor Ersin Arslan. 30 yaşındaydı. 14 Mart günü yani Tıp Bayramı günü doğmuştu 1982 yılında. Gaziantep Devlet Hastanesinde göğüs cerrahisi uzmanı olarak çalışıyordu. Ameliyatını bitirip servise çıktı. Daha önce ameliyat ettiği bir başka hastanın ölüm kaydını zorunlu olarak yapma görevini gerçekleştirirken, hastanın torunu 700 liralık aylık kesilecek diye bu kaydı yapmaması gerekçesiyle kendisini tehdit edip hayatına son verdi. Kendisini döner bıçağıyla bıçaklayarak kan revan içinde bıraktı, daha sonra da diğer sağlık görevlilerinin müdahale etmesine engel olacak şekilde ölünceye kadar kapıyı kilitleyerek içeride bekledi ve doktor meslektaşımız hayatını kaybetti.

Kenan Evren. 63 yaşındaydı. Askerî yönetimin başındaydı. "Mecburi hizmete gelen doktorları ağaca bağlayın ki kaçmasınlar." dedi ve "Askerden fazla para alıyorlar." diyerek Sağlık Personel Yasası'nı iptal ederek tüm sağlık çalışanlarını 657 sayılı Yasa'ya tabi kıldı. O gün 90 bin lira olan hekim maaşı 18 bin liraya indi ve aslında o gün bugündür hekimlerin beli hiç doğrulmadı.

Evet, değerli arkadaşlar, ülkemizde günde ortalama 30 tane şiddet vakası yaşanıyor sağlık çalışanlarına ve acil servislerde şiddet kol geziyor. Kamu idaresi, sağlık kuruluşlarının ve sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak için alması gereken özel önlemleri almadı maalesef ve sağlıkta şiddeti önleme yasasının bir an evvel çıkması gerekiyor, şiddete başvuranlara hapis cezasının yasalaşması gerekiyor. Önerimiz, Türk Ceza Kanunu'na bir ek maddeyi kapsıyor. Sağlık kuruluşlarında meslektaşlarımızın güvenliğinin sağlanması için önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

"Sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personeline karşı sağlık hizmeti sunumu esnasında veya verilen sağlık hizmetinden kaynaklanan nedenlerle cebir, şiddet ve tehdit kullanan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Bu fiiller esnasında sağlık hizmeti kesintiye uğramış ise yukarıda belirlenen ceza yarısı kadar artar." şeklinde düzenlenmelidir.

Ayrıca, sağlık çalışanlarının belirtilen yasadaki düzenlemelerini olumlu bulmakla beraber eksiklikler vardır. Hangi sosyal güvenlik kurumundan olduğuna bakılmaksızın bütün emekli hekimlerin maaşlarının düzenlenmesi, emekli olduktan sonra çalışmak zorunda olan hekimlerin zamdan yararlanması, primini ödeyerek döner sermaye gelirinin bir kısmını emekliliğe saydıran hekimlerden kesinti yapılmaması, fiilî hizmet süresi zammına doksan gün dedik ama aslında yüz yirmi güne, hatta eğer yıpranma payı varsa yüz elli ila yüz seksen güne kadar uzatılması ve fiilî hizmet zammının sadece ileriye yönelik olarak değil, geçmiş çalışmaları da kapsayacak şekilde yapılması gerekiyor.

Aslında, devlet olmanın gereği hakkında aslında bir kurs önergesi mi hazırlasak diye düşünmeye başladım. Sizleri vicdanlarınızla oylamakta olduğunuz buradaki tüm önergeler hakkında aslında bir kere daha düşünmeye davet ediyorum, tüm Genel Kurulu. Çünkü FETÖ terör örgütü hakkında araştırma komisyonu kuralım dedik, maalesef kabul edilmedi; Çorlu'daki tren kazası araştırılsın dedik, kabul edilmedi.

Bütün bunlardan sonra bir şey söylemek istiyorum devlet olmanın gereği hakkında "Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adl-i ilahî sorar Ömer'den onu." Diyorum. Nisa Suresi 58'inci ayet de "Emaneti ehline veriniz." diyor. Bizler millet iradesiyle buraya gelmiş ehil insanlar olarak onların ihtiyacı olan kanunların çıkmasında ve değişikliklerin yapılmasında vicdanlarımızla beraberce hareket edelim diyorum"

 

Bu haber 325 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...