Haberler
Başdeğirmen’den Yeni Yıl mesajı
“Hayvan haklarına saygı duyalım”
15 Mart 2018 18:28Isparta Hayvan Koruma Derneği Başkanı Aynur Gül Asem, Hayvanları Koruma Kanunlarını hatırlatarak, “İnsanlardan beklentimiz onları hoş görmek. Yaşama haklarına saygı duymak. Bu yolda çok mücadele verdim bırakmayı da düşünmüyorum” dedi.
Isparta Hayvan Koruma Derneği (ISHAYKO) Başkanı Aynur Gül Asem, “Hayvan Haklarına Saygı Duyalım” çağrısında bulundu.
Ayrıca 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, sahipsiz hayvanların yaşam haklarını yasal güvence altına alındığını belirten ISHAYKO Başkanı Asem, o maddeleri sıraladı:
“5199 3. Maddeye Göre: Sokaklar, parklar, hayvansal doğal güdü ve yetenekleriyle girebildikleri özel veya kamuya ait ayrımı olmadan ağaçlı, yeşil bahçeler ve tüm açıklar dahil olmak üzere her yer kedi ve köpeklerin ‘doğal olarak yaşadıkları’ yerler yani yaşama ortamlarıdır. Yani kanun yaşama ortamını tarif ederken, özel alan veya kamu alanı diye bir ayrım yapmamış, hayvanın doğal yetenekleriyle kendini seçerek yaşayacağı her yeri ‘Yaşam Ortamı’ tanımlamıştır.
2. Hayvanları Koruma Kanunu 18. maddesi, ‘Özellikle kedi ve köpekler gibi sahipsiz hayvanları kendi mekânlarında, bulundukları bölge ve mahallerde yaşamaları sorumluluğunu üstlenen gönüllü kişilere yerel hayvan koruma görevlisi’ hükmü vardır. 18. maddeye göre özel ve genel alan olarak bir ayrım yapmadan, kedi ve köpeklerin ‘bulundukları bölge ve mahal’ her neresi ise, orada yaşamalarının bu yasa ile güvence altına alındığını ve orada yaşamaları için Yerel Hayvan Koruma Görevlisi gönüllülere sorumluluk ve görev verildiği açıkça belirtilmiştir.
3.Madde 20’ye göre sahipsiz hayvanlara ilişkin her türlü işlem yasanın uygulayıcı olan Valilik Orman Su İşleri Müdürlükleri ve Belediyelere verilmiştir . Belediyeler dışında hiçbir kurum ve kuruluş, sahipsiz hayvanlara müdahale edemez, toplayamaz ve bir yerden bir yere taşıyamaz.
4. Madde 21’e göre, belediyelerin kendi ve köpekleri toplaması kanunla net bir şekilde belirlenmiştir. Belediyelerde kedi ve köpekleri sadece Kısırlaştırma amacıyla toplar. Kısırlaştırır, bakım ve tedavisi yapar. Aldığı Yere bırakır. Belediye de toplamayı gelişi güzel yapamaz, yasa maddelerini uygulamak zorundadır. Kediler için özel merkezi olmayan belediye kedi toplayamaz.
Hiçbir hayvanın yeri keyfi olarak kısırlaştırma amacıyla değiştirilemez, hayvan doğası gereği alıştığı ve yaşadığı yerde yaşamı kanunlarla devlet tarafından desteklenir.”
“GÖNÜLLÜ BİR KURULUŞUZ”
“Küpem var, aşılarım Tam”, “Kısırlaştır aşılat, yaşat” sloganlarını hatırlatan Başkan Asem, aynı zamanda Anadolu Hayvan Hakları Federasyonunun Kurucu Üyesi ve Isparta Temsilciliği görevini yapıyor.
Gürcistan doğumlu olan Gül, yapılan çalışmaları anlattı:
“1993’de Türkiye’ye geldim, evlendim. Yaklaşık 18 yıldır Isparta’dayım. Doğduğumdan beri hayvanlarla içli dışlıyım.Çünkü onlar hislerini anlatamıyorlar. Bizim dilsiz komşularımız. Isparta’ya taşındığımda baktım ki yeni yasa çıktı 2004’denberi takip ediyordum. Federasyon temsilcisiydim ve hayvanlar için bir şey yapabilir miyim diye düşünerek bir grup gençle tanıştım. Onlar da üniversite öğrencileri ilk hayvansever diye bir dernek kurdular. Kurulduktan sonra baktılar ki bu iş biraz zor yoruldular çocuklar. Gerçekten çok meşakkatli bir iş bu.Bizim gönüllü yaptığımız bir iş bu. Herhangi bir ücret almıyoruz. Herkesin bilmesi gerekiyor çünkü özellikle bazı insanlar arayıp da başkan olduysan bu koltukta oturuyorsan bunu yapacaksın diyorlar. Kimse burada bize zorla bir şey yaptıramaz. Gönüllü bir kuruluşuz.Hiç bir yerden herhangi bir maddi destek almıyoruz.Kendi çabalarımızla gönüllülerin çabaları ve bağışlarıyla ayakta durmaya çalışan bir kuruluşuz ve baktım ki barınak yok.Yasa çıktı.Ondan beri sürekli uğraştım çabaladım nasıl yaparım nasıl başarırım diye ve bundan 3 yıl önce Belediye Başkanına gittim ve gerçekten şehirdeki hayvanların zor durumda yaşadıklarını anlattım ve sağ olsun artık gerçekten zamanı geldi bu işi yapmamız gerekiyor diye.Daha önceden de onların tahsis edilen yerleri vardı. Elverişli olmadığı için alınmıyordu. Sonradan da kararı verdiler ve ertesi gün bakım evi çalışmaları başlandı. “
Hayvanların yaşam haklarına saygı duyulmasını isteyen Dernek Başkanı Asem, sözlerine şu ifadelerde devam etti:
“Yer tahsisi ve barınak aşağı yukarı 2 sene sürdü ama şöyle bir durum var. Şu an da bakım evi sadece bakım evi yapmakla iş bitmiyor. Burada çok önemli bir nokta özellikle bakım evlerinde hayvan aşılanıp kısırlaştırılıp ve tekrar bulunduğu yere salınması bu bizim anayasada olan yasal bir zorunluluk. Fakat bazı vatandaşlar bunu yanlış anlayarak hani barınak yapıldı ve hayvanlar neden sokakta kalıyorlar barınakta kalmıyorlar diye şikâyet ediyorlar. Özellikle belediye şu an çok zor durumda kalıyor. Nerede köpek görürlerse kesinlikle aldırmalarını istiyorlar ve bu yasal bir işlem değil. Hırçın olmayan daha doğrusu psikolojisi bozuk olmayan ve insanlarla yaşayabilecek olan sosyal hayvanları yani büyük şehirlerdeki gibi bizlerle beraber yaşama hakları da var. Olmalı da bence çünkü Avrupa’da özellikle şu söyleniyor Avrupa’da hayvanlar sokakta yok deniliyor. Avrupa’da sokaktan hayvan alınıyor, 10 süreyle barınak yapılıyor. Sahiplenmezse uyutuluyor. Ama bizim ne anayasa ne de dinimiz buna izin vermiyor. Onlarında yaşama hakkı var çünkü. Her canlının yaşama hakkı var. Asla hayvanların kapatılmasına da taraftar değilim, kimse evin içine hayvan kapatmasın. Herkes bahçesinde baksın sokaktakilere baksın. Bakmıyorsa da en azından yaşam hakkına saygı duysun. En çok istediğimiz bu.”
“SEVEREK YAPIYORUM BU İŞİ”
‘Hayvanlardan kaçmayın, onlara sevginizi belli edin’ diyen Dernek Başkanı Asem, “Korku bir haktır, insan korkabilir. Çok doğal bir şeydir. Kimisi böcekten korkar mesela benim en korktuğum hayvan fındık fareydi ama ona da alıştım artık. En önemlisi koşup kaçmamaları gerekiyor. Eğer koşarsanız hayvan bir tehlike olduğunu düşünerek peşinize düşlüyor veya taş atmak çünkü ister istemez iç güdüsel olarak hayvan kendini korumak zorunda onun dışında kesinlikle saldırmazlar. Biz korktuğumuz zaman korku bezlerini salıyoruz onlar bunu hissediyorlar. O zaman artık kendilerini korumaya geçiyorlar. Tüm sorun bu ama eğer sokağındaki köpeklerden korkan insanlar varsa her gün ona bir yiyecek vererek dost olduğunu gösterebilirler. Ondan sonra da kesinlikle problem çıkmayacak.
İnsanlardan beklentimiz onları hoş görmek. Yaşama haklarına saygı duymak. Bu yolda çok mücadele verdim bırakmayı da düşünmüyorum.Çünkü sevdiğim bir şey.Severek yapıyorum bu işi.Arazi besleme yerinde sokak hayvanları besleniyor. Düzenli olarak biz de ilgileniyoruz. Onlar orada düzenli olarak besleniyorlar derneğimize bağış yapabilirler. Mama bağışı yapabilirler . Artık yaz geliyor kemik koku yapabiliyor.Lokantalardan özellikle artık yemeklerden biriktirebilirler. Ekmek biriktirebilirler biz onları alırız hayvanlara dağıtırız. Hayatta kalırlar.Makbuz karşılığı bağış yapabilirler.mesela bazı hastalar oluyor biz Burdur Üniversitesine götürüyoruz. Çünkü barınakta tedavileri yapılamayan hayvanlar var. Onları üniversite de yaptırıyoruz. Makbuz karşılığı bağış yapabilirler” diyerek sözlerini tamamladı.
Isparta Hayvan Koruma Derneği (ISHAYKO) Basın danışmanı Melek Ellialtı ise “
Bir Can Bir Nefes Onlar” diyor.