Haberler
Başdeğirmen’den Yeni Yıl mesajı
“KOAH’lı hastaların %75’i yetersiz fiziksel aktivite göstermektedir”
17 Kasım 2017 18:05SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ahmet Akkaya, 16 Kasım Dünya KOAH Günü nedeniyle şu bilgileri aktardı; “KOAH-Kronik Obstüktif Akciğer Hastalığı solunum sisteminin ilerleyici ve tam olarak geriye dönüşü olmayan, buna karşılık önlenebilir ve durdurulabilir bir hastalıktır. KOAH havayollarını daraltır, solunumu güçleştirir. Genellikle KOAH kronik bronşit ve amfizem haslıklarının değişik oranda birlikte olmasıyla karakterizedir. KOAH’da hastalar, öksürük ve balgam çıkarma ve kısa mesafeli yürüyüşte bile oluşan nefes darlığına kadar değişik belirtiler gösterirler. Eğer sizde KOAH varsa, nefes darlığı şikayeti ön plandadır. Merdiven çıktıktan sonra veya bahçenizde çalıştıktan sonra, sadece eğildikten sonra bile nefes darlığı çekersiniz. Öksürük, zorlu soluk almak vermek ve balgam çıkarmak çok görülen şikâyetlerdir. KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığının kısaltılmış ismidir.
KOAH’ta Ortaya Çıkan Belirtiler:
• Günde birkaç kez öksürük
• Balgam çıkarma
• Nefes darlığı
• Efor sonrası nefes darlığı
KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgama aldırış etmezler ve bu nedenle doktora başvurmazlar. Nefes darlığı nedeniyle fizik aktivitede azalma ortaya çıkar. Eforda nefes darlığı çeken kişi yol yürümek istemez, günlük işlerini azaltır, markete gitmeye çekinir ve zamanla evden çıkmamayı tercih eder hale gelir. Bu şekilde giderek artan fiziksel aktivite azalması, hastanın yaşam kalitesini bozarak hastalığın ilerlemesine neden olur, sakatlık ve ölüme yol açar. KOAH’lı hastaların %75’i yetersiz fiziksel aktivite göstermektedir.
KOAH’A YOL AÇAN ETKENLER?
KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü sigara dumanıdır. Sigara içenler, içmeyenlere göre, daha fazla solunumsal şikâyetlere, daha fazla solunum fonksiyon kaybına ve daha yüksek KOAH ölüm oranlarına sahiptirler. Diğer tip tütün kullanımı (pipo, nargile vb.) ve çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkı yapar.
KOAH gelişiminde genetik risk faktörlerinin rolü henüz çok iyi aydınlatılamamış olmasına rağmen, sağlıkta eşitsizlik, özellikle biyomas (odun, tezek, kök benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği ve tozlu-dumanlı işyerlerinde çalışmanın en önemli çevresel risk faktörleri olduğu bilinmektedir.
KOAH’ın farklı nedenleri olabilir. En büyük suçlu sigaradır. KOAH hastalarının 90%’ı sigara içmektedir veya geçmişte sigara içmiştir. Başlıca Etkenler Şunlardır:
• Sigara
• Uzun süre kirli hava ile temas, tahta kesim atölyesinde, taş ocakları veya çeşitli hava kirliliğine yol açan işyerlerinde çalışma gibi
• Kostik temizleyiciler gibi toksik maddeler ile uzun süreli temas
• Hava kirliliği
• Soyaçekimi genetik faktörler
• Daha evvel olan akciğer iltihaplanmaları veya diğer akciğer hastalıkları sık bronşit geçirme gibi
• Tedavi edilmemiş astım
KOAH CİDDİ BİR HASTALIKTIR
Çevre ve sonucunda hava kirliliğinin artmasıyla KOAH hastalığının prevelansında artma gözlenmektedir. Küresel Hastalık Yükü Çalışması verilerine göre, KOAH yılda 2,9 milyon ölüme neden olmaktadır. Günümüzde dünyada tüm ölümlerde 4. ölüm nedeni, bulaşıcı olmayan hastalıklar içinde 3. ölüm nedeni haline gelen KOAH, tüm ölümlerin de %5,5’inden sorumludur. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları tüm ölümler içerisinde en sık görülen 4. ölüm nedenidir ve bu ölümlerin % 61,5’i KOAH nedeniyledir. Toplumun KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken tanısını ve etkin tedavisini güçleştirmektedir.
KOAH TANISI
Risk faktörlerine maruziyet öyküsü olan kişilerde ve öksürük, balgam, eforla nefes darlığı olan hastalarda KOAH tanısı düşünülmelidir. Fakat tanı, solunum fonksiyon testleriyle doğrulanmalıdır. Bu testler, sadece tanıda değil, hastalığın şiddetinin belirlenmesi ve hastalığın seyrinin takibinde de kullanılmaktadır. Solunum fonksiyon testleri, bir sağlık kuruluşunda bulunan ve birinci saniyedeki zorlu ekspiratuvar volüm (FEVı) ve zorlu vital kapasite (FVC)’yi ölçen spirometriyle kolayca yapılır. Tedavi planını hazırlamadan önce, spirometrik anormalliğin boyutları, semptomların şiddeti ve diğer akciğer hastalıklarının (astım, tüberküloz vb) varlığına göre KOAH’nin şiddeti (hafif, orta, ağır ve çok ağır) belirlenmelidir.
KOAH ASTIMDAN NASIL AYIRT EDİLİR?
KOAH ve astım, her ikisi de aynı kişide var olabilen, benzer semptomlara sahip olan hastalıklarıdır. KOAH hem hava yolu hem de parankimi etkilerken, astım ise sadece havayollarını etkiler, Her ikisinde de akciğerlerde inflamasyon vardır, ancak altta yatan inflamasyonun özellikleri her iki hastalıkta oldukça farklıdır ve sonuçta tedaviye yanıtları da çok farklıdır. Astımdaki hava akımı obstrüksiyonu kendiliğinden veya tedavi ile genellikle tam olarak düzelebilirken, KOAH’da hava akımı obstrüksiyonu tam olarak geri dönüşümlü değildir ve zararlı ajanlara maruziyet devam ettiği takdirde genellikle ilerleyicidir.
KOAH’TA TEDAVİ
KOAH ilerleyici bir hastalık olmasına karşı önlenebilir fakat tamamen tedavi edilebilir bir hastalık değildir. KOAH’lı bir hastanın yapması gereken ilk iş sigarayı bırakmak amacıyla hekime başvurmasıdır. Sigara bağımlılığı tedavi edilebilen bir hastalıktır. Bunun dışında, diğer zararlı toz ve dumandan uzak durulması, grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavisinin yanı sıra fiziksel aktivitenin önerilmesi ve uygulanmasının sağlanması; hem hastalık gelişimi, hem hastalığın ilerlemesi ve kötü sonuçlarının önlenmesinde önemli bir adımdır.
Yeterli bir fiziksel aktivite için ağır egzersizlere gerek yoktur, haftanın çoğu günleri yapılan orta yoğunluktaki fiziksel aktivite yeterlidir. Herkesin yapabileceği bir aktivite olan yürüyüş, düzenli fiziksel aktivitenin sağladığı hemen tüm yararları sağlayabilmektedir. Sağlığın iyileştirilmesi ve korunması için haftanın en az beş günü, günde en az 30 dakika süre ile orta yoğunlukta fizik aktivite (örneğin yürüyüş) önerilmektedir.
KOAH TAM OLARAK TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
KOAH tedavi edilebilir değildir, ama KOAH hastalığına rağmen hayatınıza güzelce devam etmeniz mümkündür. Şikâyetlerinizi azaltan ilaçlar ve terapiler mevcuttur. Akciğerleriniz tekrar sağlıklarına kavuşmazlar ama adım adım kondisyonunuzu düzeltip ve böylece alışmış olduğunuzdan daha fazla şeyler yapabilirsiniz. Doktorunuz size en azından sigarayı bırakmanızı (eğer sigara içiyorsanız) ve daha fazla hareket etmenizi tavsiye edecektir. Hareket ederek kondisyonunuzu kuvvetlendirebilirsiniz.
Bundan dolayı ilaçların etkisini de yükseltirsiniz. Daha iyi nefes almanızı sağlayacak olan bazı ilaçlar vardır. Bunlara bronkodilatörler denilir. Bu ilaçları kullandığınızda, bunlar doğrudan akciğerlerinize ulaşırlar ve hem kısa vadeli hem de uzun vadeli olarak çabuk etki yaparlar. Eğer KOAH hastalığının ciddi bir aşamasında iseniz, size bazen anti-inflamatuvar ilaç da verilir. Bunlar nefes alma yollarındaki enfeksiyonları azaltıp, uyarımlardan az rahatsız olmanızı ve öksürüğün azalmasını sağlarlar. Tedavide solunum fizyoterapisi önemli bir yer tutar.
Tedavide son zamanlarda volüm azaltıcı girişimsel yöntemlerde uygulamaya girmiştir.
KOAH ARTIYOR MU?
KOAH, tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, kamuoyu tarafından yeterince bilinmeyen bir hastalıktır. KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde %15-20’dir. Bir diğer deyişle toplumumuzda 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH vardır. Oysa 10 KOAH hastasının sadece biri doktora başvurmuş ve doğru tanı alabilmiştir. Bu durumda, ülkemizde bulunan 3-5 milyona yakın KOAH’lı hastanın sadece 300-500 bini kendisinde hastalık olduğunu bilmektedir.
KOAH’LA BİRLİKTE OLAN HASTALIKLAR
Kronik (Müzmin) Obsrtüktif (Tıkayıcı) Akciğer Hastalığı terimi bu hastalığı etkileyen ana organa vurgu yapsa da aslında KOAH vücudumuzdaki pek çok sistemi etkileyen bir hastalıktır. Doğrudan ilişkili olsun ya da olmasın KOAH’a eşlik eden tüm hastalıklar “komorbidite” olarak kabul edilmektedir. Başlıca komorbid (eşlik eden) durumlar kas güçsüzlüğü, kaşeksi (zayıflık), kalp hastalıkları (kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, ritm bozukluğu, kalp yetersizliği), akciğer kanseri, osteoporoz (kemik erimesi), depresyon ve uyku apnesidir.