24 Mart Dünya Tüberküloz Günü

27 Mart 2017 15:47

Tüberküloza (Verem Hastalığına) neden olan basilin keşfedildiği 24 Mart (1882) günü “Dünya Tüberküloz Günü” olarak kabul edilmiştir. 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü, geçtiğimiz yıllara oranla görülme sıklığı azalıyor olsa bile, ülkemiz ve dünya için önemli bir sağlık sorunu olmaya devam eden tüberkülozu hatırlamak ve hatırlatmak için önemli bir araçtır.

SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Münire Çakır, hastalığın tedavi edilmemesi halinde öldürücü olabildiğini ifade ederek şu bilgileri aktardı;

Tüberküloz hastalığı, tüberküloz basilinin neden olduğu, asıl olarak akciğerlerde yerleşen ve solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Ancak basil, vücuda alındıktan sonra kan ve lenf yolu ile yayılarak akciğer dışında çeşitli organlarda da hastalık oluşturabilir. Tedavi edildiğinde yüzde yüz kalıcı şifa ile sonuçlanmasına rağmen, hastalığın yeterli süre boyunca ya da zamanında tedavi edilmemesi öldürücü olabilmektedir.

Dünya Sağlık Örgütü raporlarına göre, dünya nüfusunun üçte biri tüberküloz basili ile enfektedir (vücuduna basili almıştır). Tüberküloz ile enfekte olanların %10’unun yaşamlarının bir döneminde tüberküloz hastası olma ihtimalleri vardır. Hastalığa yakalanma riski özellikle bağışıklık sistemi baskılanan kişilerde yüksektir. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon yeni hasta ortaya çıkmakta, 1,7 milyon insan tüberkülozdan ölmektedir. Ülkemizde ise yılda yaklaşık 13-14 bin yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmaktadır.

Tüberküloz hastalığının belirtileri; 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik, balgam çıkarma, kanlı balgam, nefes darlığı, göğüs, sırt ağrısı ve tutulan organa özel belirtiler şeklinde olmaktadır.

Ülkemizde tüberküloz hastalığının teşhis ve tedavisi ücretsiz olarak yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığı, Toplum Sağlığı Merkezi (TSM) Verem Savaşı Dispanseri Birimleri, tüberküloz tanı laboratuvarları ve diğer sağlık kurum ve kuruluşları ile verem kontrolü hizmetlerini titizlikle sürdürmektedir. Doğumdan sonra 2. ayını dolduran bebeklere yapılan BCG (verem) aşısı özellikle çocukları verem hastalığından korur. Toplumun tüberkülozdan korunmasının en etkili yolu ise bulaştırıcı verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. Çünkü, tedavi olmayan bir akciğer tüberkülozu hastası her yıl yaklaşık olarak 10-15 kişiyi enfekte eder. TSM Verem Savaşı Dispanseri Birimleri, hastaların ücretsiz tedavisini sağlamanın yanı sıra, hastalığa yakalananların ailelerini ve temaslıları da kontrol etmekte; gerektiğinde bulaştırıcı olan hastaların yakın çevresindekilere koruyucu ilaç tedavisi uygulamaktadır.

Tüberküloz hastalığının etkin tedavisi için Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) gereklidir. DGT, tüberküloz hastalarının tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu, denetleyen bir sorumlu kişi veya görevli gözetiminde kullanması ve bu durumun kaydedilmesi esasına dayanır. Sağlık Bakanlığı tarafından 6 Temmuz 2006 tarihinde yayınlanan bir genelge ile Verem Kontrol Programında belirlenen ülke hedeflerimize ulaşabilmek için Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisinin ülke genelinde uygulamasına geçilmiştir.

Ülkemizde verem savaşı genel olarak başarılı sayılabilir. Yıllar içinde hastalığın görülme oranı giderek azalmıştır. Ancak tüberkülozla savaşta, toplumun hastalık hakkında yeterli bilgiye ve bilince sahip olması da çok önemlidir. Hastalık belirtilerini gösteren kişilerin zaman kaybetmeden bir sağlık kurumuna başvurmaları, tanı konulan hastaların ise ilaçlarını düzenli ve yeterli süre almaları gerekir. Tedavinin aksatılması, hastalığın tedaviye dirençli hale gelmesine neden olmakta ve bu durum da hastanın ölüm riskini ciddi derecede artırmaktadır.

 

Bu haber 563 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...