SDÜ´lü Akademisyenler Erken Doğuma Engel Olabilecek Bir Proje Geliştirdi

13 Ekim 2016 16:40

Süleyman Demirel Üniversitesi akademisyenleri, kadın ve üreme sağlığı gibi alanlarda dünyaca ünlü hekimleri bir araya getiren Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) tarafından bu yıl 14. sü düzenlenen “Ulusal Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi” ne katıldı.

Antalya’da yapılan kongrede, SDÜ Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı ile Biyofizik Anabilim Dalı işbirliğinde hazırlanan “Preterm Doğum Riski Olan Gebelerde Vajinal Progesteron Etkisini Gebelerin Nötrofillerinde Kalsiyum Sinyali, Oksidatif Stres ve Klinik Olarak Araştırılması” adlı proje, TJOD’un en prestijli ödüllerinden “TJOD Araştırma Ödülü”ne layık görüldü.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Özkaya, Biyofizik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Nazıroğlu, Uzman Dr. Murat Yüksel ile Araştırma Görevlisi Bilal Çiğ’in yürütücülüğünde hazırlanan proje, erken doğumun önlenmesine önemli katkıda bulunacak.

Kadın Doğum Uzmanı Dr. Murat Yüksel, Prof. Dr. Mustafa Nazıroğlu, Prof. Dr. M. Okan Özkaya ve Araştırma Görevlisi Bilal Çiğ, erken doğum ve düşük riski olan gebelerde progesteron hormonunun ağız yerine farklı yolla verilmesi ve bunun etkileri üzerine akademik bir çalışma yapacaklar. Dr. Murat Yüksel, yapacakları alandaki çalışmanın dünyada bir ilk olacağını belirtti.

AMAÇ ERKEN DOĞUM RİSKİNİ AZALTMAK

Çalışmayla ilgili ön bilgi veren Kadın Doğum Uzmanı Dr. Murat Yüksel, erken doğum ve düşük riski olan gebelerde progesteron hormonunu kullandıklarını belirterek, “Bu zaten gebelerde salgılanan bir hormon. Bu çalışmada progesteron hormonun farklı yollarla verildiğinde etkinliği üzerine çalışacağız. Ağız yoluyla değil de vajinal yolla hastaya verildiğinde etkinliğinin daha fazla olacağını öngörüyoruz. Erken doğum riskini ne kadar azaltacağını görmek için bu çalışmayı yapacağız. Vajinal Progesteron ile ilgili çalışmalar var ama bu kanallarda, bu moleküler düzeyde çalışma dünyada ilk olacak. 10 erken doğum riski, 10’da kontrol çalışması olmak üzere 20 hasta üzerinde çalışacağız. Hastaları topladıktan sonra tedavilerini yapacağız. Bu ilaç tedavisinin hastalara zararı olmayacak. Zaten normalde kullanılan ilaç bunlar. Çalışmamız Jinekoloji ve Obstetrik Derneği’nin Araştırma Ödülleri kapsamında 10 bin TL ile desteklenmeye hak kazandı ” şeklinde konuştu.

PRETERM DOĞUMUN BİR HAFTA GECİKTİRİLMESİ

YAKLAŞIK 3 MİLYAR DOLAR KAZANÇ SAĞLIYOR

Erken doğum riski olan gebelerin genellikle 20. İle 37. Haftasındaki gebeler olduğunu ifade eden Dr. Yüksel, şunları söyledi: “Preterm doğum sıklığı günümüzde %14’Iere kadar gittikçe artmaktadır. Preterm doğumların, %5’lik kısmı 20-28. Gebelik haftaları arası, %10’luk kısmı 28-32. Gebelik haftaları arası, %84’lük gibi büyük bir kısmı ise 32-36. Gebelik haftaları arasında görülmektedir. Preterm doğum yeni doğan mortalite ve morbiditesinin en önemli sebebi ve ayrıca uzun dönem nörolojik sekel sıklığında artışa neden olmaktadır. Bu sekeller yüksek masraflara neden olmaktadırlar. Preterm yeni doğan masrafı ABD’de yıllık 26 milyar dolar iken, preterm doğumun bir hafta geciktirilmesi yaklaşık 3 milyar dolar kazanç sağlamakta olduğu akılda tutulmalıdır.”

Bu haber 812 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...