‘Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en tehlikeli olayı en ucuz şekilde atlattık”

4 Ağustos 2016 19:20

MHP İl Başkanı İsa Yalçın, 2011 yılında Belediye merkezli yapılan operasyonda FETÖ/Paralel Devlet Yapılanması’nın kendilerini güle oynaya cezaevine gönderdiğini ve o dönemde dertlerini kimseye anlatamadıklarını belirtti.

 Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) İl Başkanı İsa Yalçın, katıldığı Basın Kulübü programında Fetullahçı Terör Örgütü üyesi bir grup subayın 15 Temmuz gecesi kalkıştığı darbe girişimini değerlendirerek, kalkışmanın olduğu ilk saatlerde yaşadıklarını anlattı. FETÖ/Paralel Devlet Yapılanması’nın(PDY) 2011 yılında Isparta Belediyesi merkezli bir operasyon yaptığını ifade eden Yalçın, 82 sanıklı davada birçok kişinin mağdur olduğunu ve o günlerde dertlerini kimseye anlatamadıklarını belirtti.

BUGÜNKÜ YAŞANANLARIN ASLINDA DÜNÜN GÜNAHLARI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ

Konuşmasına ilk olarak darbe girişiminden başlayan MHP İl Başkanı İsa Yalçın, 15 Temmuz’da gerçekleştirilen saldırının ülkemizin iç savaş ortamına sürüklenmesi ve bölgede bir Kürt devletin kurulması için yapılan bir kalkışma olduğunu ileri sürerek, “İç savaş hedeflenmiştir. Türkiye’de milleti birbirine düşürmek için yapılmış en vahşi saldırıdır bu. Bu maalesef asker üniforması giymiş teröristler tarafından yapılmıştır. Çünkü şerefli Türk milletinin evlatları, silahlı kuvvetlerinin mensupları, bu üniformayı hakkıyla giyen, helal süt emmiş insanların kendi ülkesine ve insanlarına bomba atması söz konusu dahi olamaz. Bugünkü yaşananların aslında dünün günahları olduğunu düşünüyoruz. Çünkü biz zamanında Milliyetçi Hareket Partisi olarak gündeme getirmiştik. Sebep ne olursa olsun 2016 Türkiye’sine bu yakışmamıştır. Bunu yapanları asker olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Rütbelerine bakmamak gerekir. Bunlar şerefli rütbenin şerefsizleridir. Bunlar en şiddetli şekilde cezalarını çekeceklerdir. Çünkü millet bu noktada kararını vermiştir.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNDE EN TEHLİKELİ OLAYINI EN

UCUZ ŞEKİLDE ATLATTIĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM

Bugün siyasi kalkışmalar bir kenara bırakılmış, bu milletin geleceği için herkes bir aradadır. Önce kalkışma diye başlanılan bu olayda gördüğümüz en önemli şey şudur; 1980’de Türkiye’de sağ sol çatışması diye büyük olaylar vardı. O zaman darbenin olgunlaşmasını bekledik diye açıklamalar yapılmış. 12 Eylül ihtilali yapıldıktan sonra birçok olay kesilmiş ama sonrasında haksız yere birçok insan idam edildi. Dolayısıyla o dönemin hataları ve sevapları da konuşulabilir. Yine 1960’da tamamen askerin içinde gerçekleşen bir olaydı. Ama şimdi dikkat ederseniz Cumhurbaşkanının yaverinin, kamu kuruluşlarında hiç tahmin edemediğiniz insanların bu terör örgütüne beyinlerini tamamen teslim etmiş olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla 1960, 71 ve 80 olaylarıyla kıyaslanamayacak şekilde ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en tehlikeli olayını en ucuz şekilde atlattığımızı düşünüyorum” dedi.

TANIDIĞIM SUBAYLARIN ‘BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ’ DİYE GÜLDÜLER

Öte yandan darbe girişiminin başladığı sıralarda Ankara’dan Isparta’ya doğru yolda olduğunu anlatan İsa Yalçın, Ankara çıkışında bir olağanüstü durum olduğunu gördüğünü belirtti. Yalçın, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ankara’nın girişi tamamen kapalıydı. Eskişehir yolunda da hiç araç yoktu. Bu arada da gelirken benim telefonum sık çalmaya başladı. Ramazan Çolak bey beni aradı, İstanbul’da köprü işgal edilmiş, bir şeyler var dedi. Yaklaşık 10 dakika sonra da genel merkezimizden hazırlıkların yapılması noktasında bir mesaj geldi. MHP’nin bu tür durumlarda hassas aldığı önlemler var. Arkamız vatan, bu vatanı biz karşılıksız sevdik, MHP grip olursa bu ülke zatürre olur derken kastettiğimiz buydu. Bütün hassas birimlerimizden mesaj geldi. Sayın Genel başkanımızın istirahat halinden genel merkeze geçtiği söylendi. Çünkü alışılmış bir durum değildi.  Bunun üzerine tanıdığım subayları aramaya başladım. Isparta’da bildiğim subayları aradım. Onların hiç haberi yoktu. Tatil hazırlığı yapanlar ile tatilde olanlar vardı. Böyle bir şey olabilir mi diye güldüler. Olay netleşmeye başlayınca genel merkezden bir mesaj geldi. MHP’nin böyle bir olayda taviz vermeyeceğimizi, Türkiye’nin her yerinde bu olaya teslim olunmayacağı ve tüm gücümüzle de milli direnişimizi göstereceğimiz yönünde talimat geldi. Ülkü Ocakları Başkanını aradım. Isparta’da bir şey gözükmüyor ama takip ediyoruz dedi. O da endişeli. Saatler ilerledikçe biraz bunların başarılı olacağını düşünmeye başladım. Çünkü radyodan takip ettiğimde bildiri okunmaya başladı. Arkasından Belediye Başkanımızla görüştük. Ne varsa mücadele edeceğimizi konuştuk.

BİLGİÇ DUYGULANMIŞ

Belediyenin böyle bir durumda neler yapması gerektiğiyle ilgili tüm tedbirleri aldı. MHP’de parti binamız hemen açıldı. Yöneticilerimiz ve arkadaşlarımız parti binasındaydı. Daha sonra telefonlar kesildi. Sonrasında AK Parti ile irtibata geçtik. Isparta Milletvekilimiz Süreyya Sadi Bilgiç’le arkadaşlarımız karşılaşmış. Sonuna kadar darbecilere karşı olduğumuzu ve hükümetin yanında olduğumuzu ifade ettik. Arkadaşlarımız bunları söyleyince milletvekilimiz duygulanmış. Endişemiz çoktu. Ama atalarımızın canlarıyla, kanlarıyla kazandıkları bu toprakları da bu eşkıyalara, Türkiye’de bir paralel terör örgütü oluşturanlara elimizle teslim etmeyecekti. Tanklar halka çevrildikten sonra MHP’den kimse selam durmasını beklemezdi. Bu işin mücadelesi nereye giderse oraya gidecektik. Bu iş kime karşı yapılırsa yapılsın bu terör saldırısına karşı olduğumuzu ifade ettik. Bu arada genel merkezimizden bize mesajlar geldi. Sayın başbakan ile cumhurbaşkanına mesajlar iletildiği belirtildi. Genelkurmay imzalı açıklamaların doğru olmadığını dakika dakika genel merkezimiz bize bildirdi.

TUGAY KOMUTANINDAN BÖYLE BİR ŞEY BEKLEMİYORDUM

Isparta’yı da çok merak ettiğim için sürekli tanıdıklarımı arıyorum. Saat 00.30’dan sonra Eğirdir’deki askerlerin Ankara’ya götürülmek için hareket olduğu söylendi. Valimizin güvende olup olmadığını sorduk. Isparta’daki tugay komutanından da son 3-4 yıldaki çalışmalarından ve karşı karşıya geldiğimizdeki tavırlarından böyle bir şey beklemiyordum. Bir takım yerlerle görüştükten sonra direkt net olarak Eğirdir Tümen komutanının bu işin içinde olacağını, Isparta’daki tugay komutanının da bu işe evet diyeceğini duyduğum anda o tehlikeyi hissettim artık.

ISPARTA KENDİSİNİ TESLİM ETMEYECEKTİ

Isparta Valimiz, belediye başkanımız, il jandarma komutanımız, emniyet müdürümüz ve halkımız birleşti. Isparta, kendisini kurtaracak bir pozisyon almış durumdaydı. Zaten Isparta, Kurtuluş Savaşı döneminde işgale uğramamış. Isparta kendisini teslim etmeyecekti. Çok üzüldük. Bizim saygı duyduğumuz, komutanımız dediğimiz insanların darbeci ve vatan hainleriyle birlikte hangi şartlarda olursa olsun hareket etmeleri bizi üzdü. Çürümüş dişler olur ya onlardan kurtulmak gibi düşünüyorum. Bunların mutlaka atılması lazımdı. Bir şekilde atıldı. Ama bu ağız alışkanlığı devam ettiği sürece diğer dişlerin de çürümeyeceğinin garantisi yoktur. Bir an önce önlem alınması lazım.”

SAYIN BAHÇELİ BUGÜN YAŞANANLARI 2011’DE BİZE İZAH ETTİ

Diğer taraftan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2011 yılında Fetullah Gülen ile ilgili bir açıklama yaptığını hatırlatan İl Başkanı İsa Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fetullah Gülen’le ilgili sayın genel başkanımızın 2011 yılında bir açıklaması vardı. O dönemde her yerde bir şey çıkıyordu. Eğer bu işler cemaatle alası yoksa iftira atılıyor gelin bu işin başına çıkın, varsa da faaliyetlerinizi yavaşlatın dediğinde bir linç kampanyası başlatıldı. Arkasından kaset olayları fırladı. MHP’nin meclis dışında kalması için çalışıldı. Sayın genel başkanımız hiç geri adım atmadı. O zaman il başkanları toplantısında aynen bugün Türkiye’ye yaşananları 2011’de bize izah etti. Kimdir bu Fetullah Gülen? Kim oluyor Türkiye Cumhuriyeti karşısında. Bunları 3-5 kurumda bir yere geldikleri diye ne sanıyorsunuz dedi. Cenabı Allah MHP’ye iktidar nasip ettiğinde bunların ömrü 24 saattir dedi. Bunu sayın genel başkanımız söyledi. Kim arayacak Amerika’dan mı arayacaklar dedi. İstedikleri kadar arasınlar. Ülkemin iç güvenliğini tehdit eden noktada hiç kimseyi tanımam dedi. Bu okullar, bu yurtlar sanmayın vatan evladı yetiştiriyor, zehirliyorlar dedi. Bunları dediğinde 2011 yılıydı. Bunu dediğinde Bahçeli, ey Bahçeli deniliyordu. Şimdi terörist olan Fetullah Gülen onlar için o dönemde hoca efendiydi.”

BİZİ GÜLE OYNAYA CEZAEVİNE GÖNDERDİLER

2011 seçimlerinden sonra Isparta’da belediye merkezli bir operasyon yapıldığını ve bu kapsamda 82 kişinin yargılandığını dile getiren Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: “Mahkumiyetler, mağduriyetler oldu, kimseye derdimizi anlatamadık. Operasyon yapıldı hiç sesimizi çıkaramıyoruz. Bizi güle oynaya cezaevine gönderdiler. Hiç alakası olmayan işlerdir. Hedefte MHP dolasıyla il başkanı olması lazım, belediye başkanımız olması lazım. Bizi öyle bir yargılama dönemi bekledi ki o zaman çok üzülmüştüm. Eve geldiklerinde bir yanlış anlaşılma olabilir bu gelenler Türkiye Cumhuriyeti’nin polisleri, yargılanacağımız yer de  Türkiye Cumhuriyeti’nin adaleti, ne kadar yanılabilir diye düşünüyordum. Ama işin içine girdikten sonra bunların satılmış olduğunu hissetim. Düşman olarak birinci hedefleri MHP’yi aşacaklardı, arkasından ülkedeki hedefleri yerine getireceklerdi, bunu hissettim.

ŞUANDA ASKIYA ALDIKLARI ADALET İÇİN YALVARIYORLARDIR

Bize ceza veren, bizim üzerimizde kindarca duran kişi şuanda cezaevinde. Sanki ülkeyi satmışız, sanki şimdi yaptıkları teröristliği biz yapmışız gibi, mahkeme heyetine saygısızlıktan al ceza, olayın üst sınırından al ceza gibi. Dışarıdaki konuşmaları bize kadar geliyordu, yüreğimiz sızlıyordu. Şuanda askıya aldıkları adalet için yalvarıyorlardır. Kendisi şuanda cezaevinde.

49 KEZ 4,5 YIL BENİ DİNLEMİŞLER

17 Aralık’a kadar bizim dosyalara bakın dediğimiz de hükümet tarafından bizim müdahalemiz yok, yargının işine karışılmaz, ülkede kuvvetler ayrılığı var deniliyordu. 17 Aralık’tan sonra bir anda her şey değişti. Bir gün mülkiye müfettişi geldi. Benimle görüşmek istediğini söyledi. Haksız dinlemeler olduğunu söyledi. Benimle alakalı 49 kez dinleme kararı alınmış, 4,5 yıl dinlemişler. İstihbarat amaçlı benim bir suça bulaşıp bulaşmadığımı anlayabilmek için 4,5 yıl dinlemişler. Şikayetçi olmadım çünkü yargıya güvenmiyordum. Kime şikayetçi olacağım; bizi bu hale sokan savcıya dosyayı teslim edeceklerdi. Şikayete bağlı olmayan suçlar kapsamında mağdur sıfatıyla yer aldık. Beni çıkar amaçlı suç örgütünün kurucusu, selamet ve tevhid örgütünün üyesi yapmışlar. 17-25 Aralık’ta cemaatin operasyonu başarılı olsaydı ben gözaltı listesindeydim. Arkasından ben Türk İntikam Tugayı’nı kurmuşum bunun bölge sorumlusuymuşum. Böyle bir şey olabilir mi?”

 

Bu haber 813 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...