CHP’den Lozan’ın yıldönümü ve Demokrasi yürüyüşü

26 Temmuz 2016 19:21

CHP İl Teşkilatı tarafından, Pazar günü Lozan Antlaşmasının yıldönümü ve Demokrasi için Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından bir basın açıklaması yapıldı.

CHP İl Başkanı Eyüp Ersoy açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Lozan Antlaşması Türkiye'nin kuruluş belgesidir. Lozan Antlaşması'nın, tüm yurttaşların kanları ile yazdığı Kurtuluş Savaşı destanı sonrasında, Türkiye'nin uluslararası alanda siyasal, hukuksal ve ekonomik olarak tanındığı uluslararası bir belge olması yanında, Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlık sembolüdür. 93 Yıl önce bu gün Sevr haritaları ile paylaşılmış  ülkemizin emperyalist devletler karşısında diz çökmeyerek bağımsızlığını ilan ettiği gündür. Lozan'dan bugüne aradan geçen süre zarfında elde edilen kazanımlarımızın birer birer yok edilmeye çalışıldığını görmemek mümkün değil. Vatandaşlarımızın birlik ve beraberlik içinde buna müsaade etmedikleri ve etmeyecekleri de aşikardır. Lozan barış anlaşmasının ruhu, kapitülasyonlara karşı aldığı kesin tavır ile her bakımdan bağımsızlıktır. Bugün emperyalist güçler tarafından eskiye dönüş özlemi içinde “yeni dünya düzeni” adı altında genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin haritaları uygulanmaya çalışılmakta, Ortadoğu coğrafyası kana bulanmaktadır. Güneyimizde Suriye'ye kan ve ateş hakim olmuş ve bu ateş ülkemize sıçratılmaya çalışılmaktadır.

 “Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini kendilerine şiar edinerek dönemin uluslararası konjonktürünü, realitesini muhteşem dehaları ile değerlendiren, kendi halkını ve bölge halklarını maceraya sürüklemeden Türk ulusunun bağımsızlığını ve egemenliğini tüm dünyaya kabul ettiren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşı İsmet İnönü'nün eseri Lozan Barış Antlaşması, umarım bugün dış politikada saplandığımız bataklıktan kurtulmamız için bir esin kaynağı olur.

Lozan Barış Antlaşması'nın geçmişte emperyalist devletlerin Ortadoğu ve Asya'ya ilişkin planlarını bozmuştur, Günümüzde de bağımsız ve laik bir Türkiye Cumhuriyeti, varlığıyla bölgeye yönelik emperyalist planlara engel oluşturmaktadır. Bu nedenle, Sevr'i hortlatmak isteyenler, Lozan'ın kazanımlarını yok etmek istemektedir.  

Ülkemiz başta Suriye olmak üzere her taraftan ateş çemberiyle kuşatılmıştır. Komşularımızla sıfır sorun diye yola çıkan siyasal iktidar, emperyalist güçlerin dünyayı paylaşma planlarının adeta taşeronluğunu yaparak ülkemizi büyük bir savaşın eşiğine getirmiştir. Siyasal iktidar, bu planın gerçekleşmesine yardımcı bir dış politika izleyerek Lozan'ın tarihsel ruhuna aykırı davranmaktadır.

Lozan Barış Antlaşması’nın ulusun askeri zaferini ve haklılığını dünyaya ilan eden önemli bir belgedir. Lozan Barış Antlaşması'nın aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda büyük bir adım olarak tarihe geçmiştir. Lozan Barış Antlaşması'nın uluslararası arenada geçerliliğini sürdüren en uzun antlaşmalarından bir tanesidir.  1. Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan ve 93 yıldır bölgede geçerliliğini koruyan bir antlaşmadır. Lozan'la dünya devletleri arasındaki saygın konumuna ulaşan Türkiye'nin, uğruna Kurtuluş Savaşı verdiği bağımsızlığına süre koyduğunu düşünmek de akıl dışıdır. Bugün, ülkemizin içine sürüklenmeye çalışıldığı coğrafyadaki şiddet sarmalı, Lozan'ı aynı zamanda bir ibret belgesi haline getirmiştir. Lozan Barış Antlaşması ülkemiz için hayati derecede büyük bir önem taşımaktadır. Kurtuluş Savaşında kazandığımız askeri zaferi taçlandıran siyasi zaferimiz Lozan Barış Antlaşması'nın 93. yıl dönümü vesilesiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarını minnet, saygı ve rahmetle anıyorum.

Cumhuriyet Halk Partili Yoldaşlarım ve Isparta Halkı;

Türkiye de 15 Temmuz da yaşanan darbe girişiminde ve sonrasında şehit olan yurttaşlarımıza Allahtan rahmet yakınlarına sabır yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Cumhuriyetin kurucusu bir parti olarak demokrasiye karşı girişilen darbeyi,sıkılan kurşunlara, bu eylemleri gerçekleştirenleri,destekleyen ve besleyen yapıları lanetliyoruz. Bu ülke darbelerde çok çekmiştir. Aynı sıkıntıların yeniden yaşanmasını istemiyoruz.Genel Başkanımızın dediği gibi “Cumhuriyete ve Demokrasiye sahip çıkıyor,inancımızı eksiksiz bir şekilde koruyoruz.” Herkes çok iyi bilmelidir ki CHP parlamenter sistemin vazgeçilmezi olan yurttaşlarımızın özgür iradesine bağlıdır.

 

Bakanlar Kurulu’nun OHAL ilanı, açık ki, sivil darbe ile Başkanlık sisteminin; ‘Başkomutanlık’ adı altında uygulanması, kurumsallaştırılması anlamına gelmektedir. OHAL ile TBMM tamamen devre dışı bırakılmış, hukuk askıya alınmıştır.

Bu adımlarla ülkemizin içine sürüklendiği koyu karanlıktan kurtulması mümkün değildir. Tüm toplumu nefessiz bırakan, ülkenin geleceğine ilişkin en küçük bir umut kırıntısını dahi yok etmeye yönelen AKP iktidarı bu yoldan derhal dönmelidir. Acil Demokrasi adımları atılmalıdır. Atılacak tüm adımlar ve çıkarılacak yasalar TBMM ve tüm toplum kesimleriyle paylaşılarak atılmalı, KHK’lara başvurulmamalıdır.

Türkiye’nin içinden geçtiği bu zorlu ve kritik dönemde sebebi ne olursa olsun kimse kendisini halkın iradesi yerine koymamalıdır. Türkiye’nin acilen çoğulcu ve özgürlükçü bir demokrasiyi hayata geçirmesi ve insan haklarına saygıyı güçlendirmesi gerekmektedir. Ülkemiz derhal evrensel değerleri ve uluslararası sözleşmeleri uygulamaya geçirmelidir.

AKP iktidarına karşı darbeyle çözüm aramak büyük bir yanlıştır. Ancak yaşanan son olaylar göstermektedir ki en yeni şekilde devletin tüm erklerine açıkça müdahale eden ,istihbaratı ve tüm gücü elinde bulunduran bir hükümetin bu durumu ön görmemesi,müdahalede yetersiz kalması ya acizlik, ya da görmezlikten gelip iradi eylemsizlikle siyasi rant devşirme göstergesidir. Her iki durumda da bedelini maalesef halk ödemektedir. Halkımızı sağduyuya davet ediyoruz. Darbeden hiç bir haberi olmayan sadece komutanlarının emirlerini yerine getiren, hiç bir yetkisi ve sorumluluğu olmayan 20 yaşındaki askerlerimizin katledilmesi, linç edilmesi hiç bir şekilde kabul edilemez. Yetki ve sorumluluğu olmayan emir komuta zincirinde verilen emirleri yerine getiren bu genç askerlerin ceza kapsamı dışında tutulması bizim ve tüm kamuoyunun talebidir. Ayrıca bu olaylar bahane edilerek tüm devlet kademelerinde kadrolaşmaya  gidilmeside  önlenmeli, gerçekten vatansever liyakatlı kadrolar iş başına getirilmelidir.

Demokrasiye sahip çıkmak, demokrasiyi korumak sadece askeri darbeye karşı çıkmakla olmaz.Bu güne kadar anayasayı yok sayan, parlamentoyu devre dışı bırakmak isteyen güçlerede karşı çıkmakla mümkündür.Bizler askeri darbeye de sivil darbeye de tek adam yönetimine de sonuna kadar karşıyız.CHP olarak ülkenin iç savaşa sürüklenmesine,Cumhuriyetin temel niteliklerin alaşağı edileceği bir rejim değişikliğine asla izin vermeyeceğiz.Tarihten aldığımız güçle bu ülkenin halktan, emekten,barıştan ve demokrasiden yana güçleri ile birlikte hareket etmeye devam edeceğiz. Her türlü darbe, darbe girişimi ve antidemokratik uygulamaların karşısındayız.

Darbelere karşı mücadele IŞİD zihniyetine yeni alanlar açarak değil, demokrasinin kurum ve ilkeleriyle hayata geçirilmesiyle mümkündür.

Ne Darbe, Ne Tek adam diktatörlüğü, laik demokratik tam bağımsız Türkiye”.

 

Bu haber 689 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...