"Şehir İnsan Medeniyet Köprüsü" Projesi ile Örnek Kişilikler SDÜ´de Anlatılıyor

7 Mayıs 2016 11:17

"Şehir İnsan Medeniyet Köprüsü" Projesi ile örnek kişilikler Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, Ord. Prof. Dr. Ahmed Süheyl Ünver, Ekrem Hakkı Ayverdi, Fethi Gemuhluoğlu, Mahir İz, SDÜ'de düzenlenen panelde anlatılacak. Panel, 9 Mayıs pazartesi günü saat 10:00'da Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek.

ORD. PROF. DR. AHMED SÜHEYL ÜNVER;
Ahmed Süheyl Ünver, Menbaül İrfan Rüşdiyesi ile Mercan İdadisi’ni bitirdikten sonra 1915 yılında Mekteb-i Tıbbiye’ye girdi. 1920 yılında tıp eğitimini tamamladı. 1921- 26 yılları arasında Gureba ve Haseki Hastahaneleri’nde cildiye, dahiliye ve intaniye servislerindeki asistanlığından sonra 1927’de hekimlik ihtisasını tamamladı. 1927-29 yılları arasında iki yıl Paris’te Pitié Hastahanesi’nde Prof. Marcel Labbe’nin yanında ecnebi asistanı olarak çalıştı. 1930 yılında memlekete dönüşünde Istanbul Darülfünûn’u Tıp Fakültesi’nde hocası Prof. Dr. Akil Muhtar Özden’in Tedavi ve Farmakodinami kürsüsünde doçent olarak akademik hayata geçti. 1939 yılında profesör, 1954 yılında da Ordinaryüs profesör oldu.
Akademik hayatı süresince, Türk tıp tarihinin seçkin bir temsilcisi olarak yurtiçi ve yurtdışındaki sayısız kongre ve toplantıya katılarak bildiriler sundu ve bu sahada sayısız neşriyata imza attı. Hekimlik, tıp tarihi, deontoloji, ilimler tarihi, kültür ve süsleme sanatları konularındaki yayınlarını 1920 yılından başlayarak kesintisiz olarak sürdüren Ünver’in kitap, monografi ve makale şeklinde 2000 dolayında yayını mevcuttur. Ünver, ayrıca eski yazıyla basılmış tıp kitaplarını derlemiş, binlerce fişten oluşan bir tıp tarihi arşivi geliştirmiştir.
ORD. PROF. DR. ALİ FUAT BAŞGİL;
Ali Fuat Başgil, 1893 yılında Samsun’da doğmuş, orta öğreniminin bir kısmını İstanbul’da yaptı, tahsilini yarım bırakarak, 21 yaşında, (1914 yılında) yedek subay olarak askerlik görevine başlamış, dört yıl Kafkas cephesinde savaştı.
Başgil, yarım kalan tahsilini tamamlamak üzere 1921 tarihinde Paris’e giderek yarım kalan orta tahsilini tamamladı. Başgil, üç fakülte ve bir yüksek okuldan diploma sahibi, Hukuk Doktoru ve Batı kültürünü hakkıyla özümsemiş bir aydın olarak 1929 sonlarında yurda döndü. Hatay'ın bağımsızlığa kavuşmasından sonra 1937'de Hatay Cumhuriyeti'nin anayasasını hazırladı. Türkiye'de İstanbul Üniversitesinde uzun yıllar Teşkilat-ı Esasiye Hukuku (Anayasa) dersleri verdi. 1939 yılında ordinaryüs profesör unvanını aldı.
Ali Fuat Başgil, milletini çok seven; milletinin yükselmesini, refah ve mutluluğa erişmesini, demokratik esaslar çerçevesinde gelişmesini arzulayan, Doğu ve Batı kültürünü hakkıyla birleştiren, engin bir bilim adamıdır.
EKREM HAKKI AYVERDİ;
Ekrem Hakkı Ayverdi, 1907-1911 tarihlerinde Dârü't-tedrîs ve Hadîka-i Meşveret mekteplerinde okudu. 1915'te Vefa Sultânîsi'nden (Lisesi), 1920'de de Mühendis Mektebi'nden (Teknik Üniversite) mezun oldu. İstanbul Belediyesi Fen İşleri'nde birbuçuk yıl kadar memur olarak çalıştı. 1950 yılına kadar çeşitli inşaat işleri yaptı. İstanbul ve Trakya'da, birçok tarihî binanın restorasyonu yaptı.
Pek çok önemli kurumda görevler alan, İstanbul'u tanıyan, aile muhitinden şifahi kültürü ve tarih şuurunu alan Ekrem Hakkı Ayverdi, Osmanlı'nın yıkılış ve tükeniş devrinde gerçek Osmanlı Türk'ünü temsil etme selabeti, Batı hayranlığında bayılıp, şahsını ve şahsiyetini kaybeden Meşrûtiyet ve Cumhuriyet aydınlarına mukabil hakîkî Müslüman-Türk münevveri, “İstanbul Efendisi” denilen manayı, görgüsü, terbiyesi, zevki ve yaşayışı ile günümüze kadar getiren insan, inandığı fikir ve dava için şahsî menfaatini geriye itip, ileri yaşında bile Müslüman Türk'ün tarihe bıraktığı mirası kaybolmaktan kurtaran, kayda, kuyuda ve kitaba geçiren büyük irade; hudutsuz gayretin nadir temsilcisi, Osmanlı-Türk mîmarîsini en iyi bilen ve en gayretli ölçülerle tefekkürünü yapan ve koruyan insan olarak tarihe adını yazdırdı.
FETHİ GEMUHLUOĞLU;
1923-1977 Cumhuriyet dönemi fikir adamlarından olan İrfan Fethi Gemuhluoğlu, yetişmesinde, geniş tarih bilgisinde, edebiyat ve tasavvufla olan münasebetinde, gönül adamı kişiliğinde ailesinin ve çevresinin büyük tesiri oldu.
Yaptığı hizmetlerle yaşadığı döneme bir gönül ve hizmet adamı olarak damgasını vuran Fethi Gemuhluoğlu, sağlam karakteri, toplumu bir bütün olarak ele alan hoşgörülü tutumu ve herkese sevgiyle yaklaşımından dolayı etrafında aydın bir çevre oluşturdu. Zarif bir İstanbul Türkçesi’yle yaptığı konuşmalarında, mektup ve makalelerinde iman, aşk, emek, hürriyet, güzel ahlâk, çalışkanlık gibi değerlerin savunucusu oldu ve bir dönemin yüksek öğrenim gençliğine bu değerleri aşılamada önemli rol oynadı. Bulunduğu bütün görevlerde Batılılaşmanın Türk toplumunda meydana getirdiği tahribatın onarılması için büyük çaba sarf etti.
MAHİR İZ;
Abdullah Mahir İz, eğitim hayatına Saraybosna’lı Müderrisi Mahmut Naci Efendi’den özel ders alarak başladı. Eğitime büyük önem veren Mahir İz Hoca, üniversite tahsil hayatını sürdürmek istedi. Bu amaçla değişik zamanlarda değişik fakültelerde öğrencilik yaptı. Ancak hiçbirinden mezun olmadı. En son 1938 yılında Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Öğretmenlik hayatı Çamlıca Kız Lisesi Edebiyat öğretmeni iken emeklilikle sona erdi.
Mahir İz, öğretmenliği o kadar sevmişti ki, mezar taşına "Muallim Mahir İz” olarak yazdırdı. Mahir İz, çok yönlü bir kişiliğe sahip olup İslâmî ilimlere vakıf idi. Mahir İz, aynı zamanda iyi bir şairdi. Yazıları, Diyanet Gazetesi, Sa’y, Sebilürreşad, İslâm Düşüncesi, Oku, Tohum, Hilal, Yeni İstiklâl, Bugün ve Asya gibi gazete ve dergilerde yayınlanmıştır.

 

Bu haber 840 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...