“Diş Hekimliği Fakültesi bizim prestij fakültelerimizden biri”

23 Kasım 2012 10:52

Türkiye’de ve Dünyada marka olmadan söz sahibi olmanın çok zor olduğunu belirten SDÜ Rektörü Prof. Dr. İbicioğlu, “180 tane üniversite içerisinde ve dünyadaki on binlerce üniversitenin içerisinde bir yerlere gelmek istiyorsanız marka üretmek zorundasınız” dedi.

22 Kasım Türk Diş Hekimleri Günü ve Ağız ve Diş Sağlığı Haftası, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Diş Hekimliği Fakültesi ve Isparta-Burdur Diş Hekimleri Odası işbirliği ile düzenlenen etkinlikle başladı.

22 Kasım Türk Diş Hekimleri Günü ve Ağız ve Diş Sağlığı Haftası’nın açılışı, dün saat 09:00’da SDÜ Diş Hekimliği Fakültesi’nde gerçekleştirilen törenle gerçekleştirildi.

Buradaki törene; SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Hüseyin Akyıldız, Prof. Dr. M. Numan Tamer, Prof. Dr. İskender Akkurt, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Türkkahraman, Isparta-Burdur Diş Hekimleri Odası Başkanı Hüdayi Kartöz, Diş Hekimleri, öğretim görevlileri ile öğrenciler katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başlayan törende bir konuşma yapan SDÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakan Türkkahraman, 2013 yılı 6 aylık hedefleri kapsamında; Genel anestezi, ameliyathane, yataklı servis ve acil üniteleri açarak Diş Hekimliği Fakültesi’ni 7 gün 24 saat hizmet veren kurum haline getireceklerini ifade etti.

“AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI SORUNLARI %85’E ULAŞTI”

Prof. Dr. Türkahraman, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün diş ve diş eti hastalıkları önlenebilir hastalıklar grubuna girdiği halde toplumumuzda yüzde 85’lere varan oranda ağız ve diş sağlığı sorunları ile karşı karşıya bulunmaktayız. Bu yüksek oranın başlıca 2 nedeni bulunmaktadır. Birincisi ülkemizde diş hekimliğine başvuru sayısının oldukça düşük seviyede olmasıdır. Bu sayı gelişmiş ülkelerde 5, Türkiye’de ise sadece 0.7 olarak test edilmiştir. İkinci olarak ise ülkemizde maalesef koruyucu ve önleyici uygulamalara gereken önem verilmemektedir. Yapılan bir araştırmada ülkemizde ülke nüfusunda en an bir diş kaybı oranının 5 yaşında 3.4, 12 yaşında yüzde 7.9, 15 yaşında yüzde 16.2, 35-44 yaşında yüzde 89.3, 64-75 yaşında ise yüzde 93.4 oranında yaşandığı belirtilmektedir.

“AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI BİLİNCİ İLE BÜTÇE VE

İSTİHDAM PROBLEMLERİ DE EN AZA İNDİRGENEBİLECEK”

Ağız ve diş sağlığı problemleri için devletimiz büyük bir bütçe ayırmaktadır. Çok sayıda ağız ve diş sağlığı merkezleri ve diş hekimliği fakülteleri açarak  bu eksikliği kapatmaya çalışmaktadır. 2009 yılında hazırlanan bir rapora göre tüm nüfusun her hangi bir kasıt olmaksızın sadece dolgu, kanal tedavisi ve çekim uygulamalarının yıllık maliyetinin 8 milyar 808 milyon lira olacağı öngörülmektedir. bu öngörüde çok daha pahalı olan pratik uygulamaların ve ortodontik uygulamaların yer almadığına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Aslında toplumun doğumdan itibaren düzenli diş hekimi kontrolü ve eğitim yoluyla ağız ve diş sağlığı bilgilerinin arttırılması, doğru tutum ve alışkanlıkların oluşturulması, koruyucu uygulamalar ile hastalıkların yaygınlık ve şiddetinin azaltılmasıyla suretiyle yaşam kalitesinin arttırılması gerekmektedir. Böylece çok daha az bir bütçe ve istihdam ile bu problemler gelişmiş ülkelerde olduğu gibi daha oluşmadan önlenmiş olacaktır.

“HİZMET KALİTEMİZİ ARTIRDIK”

Biz diş hekimliği olarak hizmet kalitesi artırdık. Meslek örgütümüzle ortak projeler imza attık. 2013 yılında da çok önemli hedeflerimiz projelerimiz için var gücümüzle çalışacağız. Hedefleri ve idealleri olmayan fertler, toplumlar içine dönmeye ve geri kalmaya mahkumdur. 2013 yılı ilk 6 aylık hedeflerimizi sizlerle paylaşacağım.

1.Kalite yönetim sistemini nihayetlendirerek kalitemizi uluslar arası seviyeye çıkarıp tescil ettireceğiz.

2.Genel anestezi, ameliyathane, yataklı servis ve acil ünitelerimizi açarak fakültemizi 7 gün 24 saat hizmet veren kurum haline getireceğiz.

3.Son model donanım ve ekipmanlar ile araştırma geliştirme laboratuarını hizmete sokarak özgün ve değerli bilimsel çalışmaların üretilmesine imkan sağlayacağız.

4.Nisan ayında düzenleyeceğimiz uluslar arası kongre ile fakültemizi tüm dünyaya tanıtacağız.

Böylelikle devletimize ve milletimize olan vefa borcunu ödemeye devam edeceğiz”.

“OLDUKÇA GENÇ BİR DİŞ HEKİMİ NÜFUSUNA SAHİBİZ”

Isparta-Burdur Tabip Odası Başkanı Hüdayi Kartöz, oldukça genç bir diş hekimi nüfusuna sahip olduğumuzu belirterek, şunları söyledi: “22 Kasımları 13. yılına sizlerle birlikte kutlama şerefine eriştik. Mütevazi kutlamalar yapardık. Her sene çelenk sunma töreni düzenliyorduk. O törenden hep boynu büyük ayrılırdık. Hep daha iyi kutlayalım diye ümit ederdik. O bugünmüş.

Örnek aldığımız Avrupa ülkelerinde kamuda çalışan diş hekimleri oranı Almanya’da Lüksemburg yüzde 10’ların altında, diğer Avrupa ortalaması genelde kamu diş hekimleri genel diş hekimlerinin yüzde 10’u, yüzde 90’ı özel muayenehanelerde diş sağlığı hizmeti verilen bir düzen. Bunun yolu maalesef bu olmasına rağmen görmekten uzağız. Bizi yönetenler hala ağız diş sağlığı hizmetlerini kamusal kaynaklarla temin etmenin çabası içindeler. Türk Diş Hekimliği son 10 yılda yüzde 80’i 30 yaşın altında diş hekimlerinden oluşur hale geldi. Oldukça genç bir diş hekimi nüfusuna sahibiz. Kadın, erkek oranında da bayanlar erkelere hızla yaklaşmakta ve geçmek üzere. Fakültemizde bayan diş hekiminin daha fazla olduğunu görmekteyiz”.

“GAYET AÇIK VE NET ORTAMLARDA

BİRBİRİMİZİ İFADE EDEBİLİYORUZ”  

SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “22 Kasım Türk Diş Hekimleri Günü ve Ağız ve Diş Sağlığı Haftanızı gönülden kutluyorum. Son yıllarda maalesef Türkiye’de bazı konuların çözümünün konuşulacağı yerlerde maalesef hiç olmaması gereken durumlar ortaya çıkmıştır.

Bu da bizi gerçek problemlerimizden uzaklaştırıp, çok tepkisel bir toplum haline gelmemize neden oluyor. Dolayısıyla bizim üniversitemizin, Isparta’mızın ve  bu bölgenin çok güzel kültürüdür ki bu problemleri gayet net ve açık bir biçimde çok güzel bir ortamda birbirimizi duyabilecek şekilde konuşabiliyoruz. Bunu da sizler sağlıyorsunuz.

“ÇÖZÜM ALTERNATİFLERİ ORTAYAKONULURKEN

ÜLKE GERÇEKLERİ DE DİKKATE ALINMALI”

Tüm mesele aslında dünyadaki oluşmuş paradigmaları insanların sanki mutlu olması için bir başkasının mutsuzluğuna ihtiyaç varmış gibi algılamalarından kaynaklanıyor. Bir problemi çözerken mutlaka birilerini eleştirmek zorundaymışız gibi kontrol edilemez bir durum içerisine girebiliyoruz. O zaman esas problemler de gümbürtüye gidiyor. Aslında bugün konuşulması gereken, Türk Diş Hekimlerinin sorunları, Türkiye’de ağız ve diş sağlığı konusunda yapılanlar, yapılamayanlar, yapılabilecekler gibi durum tespiti, çözüm alternatiflerinin ortaya konulması ve tartışılması ve bunlar tartışılırken de ülke gerçeklerinin de dikkate alınması gerekiyor.

“ÜNİVERSİTEMİZİN GLOBAL MARKA

 OLABİLMESİ İÇİN DİŞ FAKÜLTEMİZ ÖNEMLİ”

Biz üniversite olarak, üniversite içerisinde sağlık birimlerine ayrı bir önem veriyoruz. Ve gelecekte üniversitemizin global marka olabilmesi açısından sağlık sektöründeki hastanemizin ve diş hekimliği fakültemizin oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz. Her alanda olduğu gibi sağlık sektöründe de insan kaynağı açısından gayet iyi durumda olduğumuz. Fakat örgütlenme ve özgüven meselesini aşmamız gerekiyor. Yani çok kısa bir süre içerisinde büyük şeyler gerçekleştirebileceğimizi düşünüyoruz. Burada her türlü altyapı ve donanımın olduğunu Amerika ziyaretimizde gözlemledik.

“DİŞ FAKÜLTEMİZ BİZİM PRESTİJ FAKÜLTELERİMİZDEN BİR TANESİ”

Bizim birliktelikçi, kaynaşmacı ve sorun çözme yapıcı bakış açımız bizim çok önemli sermayemiz. Hele de Diş Hekimliği Fakültemiz oldukça donanımlı. Diş Hekimliği Fakültemiz bizim prestij fakültelerimizden bir tanesi. Sahip olduğu akademik kadro ile en güzide fakültelerimizden bir tanesi. Ve şu an da Türkiye’nin ikinci büyük fakültesiyiz. Biz de bunun farkında olarak göreve geldiğimizden bu yana bütçe ve mali planlama ve yönetiminde diş hekimliği fakültesine her zaman için pozitif ayrımcılıkla, yaptığımız yatırımlarda 1 – 0 önde başlatıyoruz. Herhangi bir fakülteye yıllık 100 bin lira aktarırken, Diş Hekimliği Fakültesi’ne rahatlıkla 1,5 milyon lira harcayabiliyoruz. Göreve gelir gelmez, 60 – 70 kişilik kadrosuz doktora yapılan öğrencilerimiz vardı, bu arkadaşlarımızı part-time öğrenci statüsüne geçirerek, en azından yaptıkları işlerle ilgili belirli bir ekonomik gelir elde etmeleri için bu meseleyi de çözüme kavuşturduk.

GENEL ANESTEZİ ÜNİTESİ MÜJDESİ

Bundan sonrasıyla ilgili olarak da bizim bu dönem içerisinde 2013 yılının ilk 6 ayı içerisinde inşallah bitirmeyi planladığımız Genel Anestezi Ünitesi. Çok önemli bir unsur bizi farklılaştırma açısından. Ameliyathane ve yataklı servisin oluşturulmasına yönelik olarak tüm üniversite imkanlarının arkanızda olduğunu belirtmek istiyorum. Ben ve ekibim üniversitemizin tüm imkanları dahilinde Diş Hekimliği Fakültesinin marka olması ve hak ettiği değeri alabilmesi açısından tüm ekonomik, sosyal, psikolojik, kültürel, fiziksel, her türlü desteği vermeye hazırız. Çünkü Türkiye’de ve Dünyada marka olmadan artık söz sahibi olmak çok zor. 180 tane üniversite içerisinde ve dünyadaki on binlerce üniversitenin içerisinde bir yerlere gelmek istiyorsanız marka üretmek zorundasınız. Kısa bir analiz yaptığımızda bizim marka diyebileceğimiz fakültelerimizden bir tanesi Diş Hekimliği Fakültesi. Yakınımızdaki bazı üniversitelerde organ naklinden bahsedildi. Değerli arkadaşlarım, ‘hocam biz de organ nakli yapalım’ şeklinde konuştular. Ben de dedim ki ‘herkesin rahatlıkla taklit edebileceği uygulamalar bizi marka yapmaz’

“KÖK HÜCRE ÇALIŞMASINA BAŞLAYACAĞIZ”

Organ nakli yapması şüphesiz gerekli ama organ nakli yapmak SDÜ’yü fazla farklılaştırmaz.  SDÜ Tıp Fakültesi ve Diş Hekimliği Fakültesi Bundan sonraki süreç içerisinde mutlaka farklı alanlara yoğunlaşma zorunda. Biz şu karara vardık Diş Hekimliği Fakültesi bizim çok hızlı markalaşabileceğimiz fakültelerden bir tanesi. İnanıyorum ki birkaç alanda fark atacağız.

Yakın zamanda kök hücre çalışmasına başlayacağız. Amerikadaki 10 üniversiteyi ziyaret ettim. Bu kök hücre çalışmasını yapanlar var. Biz SDÜ Diş Hekimliğini bu konuda Türkiye’de liderlik yapabilecek konuma getireceğiz. Bizde farlılaşma ve markalaşma stratejisin de seçtiğimiz alanlardan bir tanesi bu alan olacak.  Diş ve ağız sağlığı konusu adeta işin kapıcısı gibi, hani sürekli diyoruz sağlık ağızdan başlar doğrudur.

“ÖNLEYİCİ HİZMETLERE FAALİYETLERİMİZDE

DAHA FAZLA ZAMAN AYIRMALIYIZ”

Geleceğin problemlerine şimdiden önleyici adımlar oluşturabilirsek bu kadar problem ortaya çıkmaz. Biz tedavisi olarak önleyici hizmetler konusunda eksik kalıyoruz. Problem ortaya çıktıktan sonra tedavi etmeye çalışıyoruz. Önleyici hizmetler konusunda biraz daha faaliyetlerimize ayırmamızda yarar var”.

Program, uzun yıllar çalışmış Diş Hekimleri Mutlu Erdal ile Halil Şen’e Rektör Prof. Dr. Hasan İbicioğlu tarafından plaket takdim edilmesi ile son buldu.

 

Bu haber 924 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...