“Kimseye DİYET borcum yoktur”

10 Ekim 2015 13:53

Valilik dönemi ile ilgili AK Parti İl Başkanı Zabun’un açıklamalarına cevap veren MHP Milletvekili Okutan; “Ben çalıştığım tüm illerde Milli projeler uyguladım. Çözülme sürecinin hiçbir zaman içinde olmadım. Terörle aktif mücadelemi her zaman sürdürdüm diğer taftanda insanları kucakladım ve ilin üretim gücünü artıracak çalışmalar yaptım” dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Isparta Milletvekili Nuri Okutan’dan, AK Parti İl Başkanı Osman Zabun’un kendisi ile ilgili “Sayın Okutan, Valilik döneminde AK Parti politikalarını görevli olduğu şehirde gayet güzel uygulamıştır” şeklindeki söylemlerine cevap gecikmedi.

AKP teşkilatı tarafından aday olduğu günden bu yana sürekli Valilik görevi ile ilgili alakasız, imalı saldırılar yapıldığını ileri süren MHP Milletvekili Okutan, “AKP iktidarı geldiğinde ben zaten devletin valisiydim. Kimseye DİYET borcum yoktur. Şayet konuşulursa da kimin borçlu olduğu ortaya çıkar. Ben çalıştığım tüm illerde Milli projeler uyguladım. Çözülme sürecinin hiçbir zaman içinde olmadım. Terörle aktif mücadelemi her zaman sürdürdüm diğer taftanda insanları kucakladım ve ilin üretim gücünü artıracak çalışmalar yaptım” dedi.

Okutan’ın Zabun’a cevaben yaptığı açıklama şöyle: “AKP İl Başkanı Sayın Osman Zabun’un hukukçu olduğunu biliyordum ancak sokak ağzı ile konuşmasına bakıldığında kendisi ya hukuk okumamış , ya da okurken derslerden kırmıştır. Öyle dahi olsa Valilerin idari sistemindeki konumu ilkokul döneminde vatandaşlık derslerinde okutuluyor.

Valiler ili; il idare kanununa göre ve yetki genişliği ilkesine göre yönetirler. Valiler tıpkı 657 ye tabi devlet memurları gibi bir partinin valisi değildirler. Bu manada siyasi iktidarın valisi olmazlar. Devletin memurlarıdırlar. Ve iller de devleti temsil ederler, kanunları uygularlar ve hükümet programlarını yürütürler.

Türkiye Cumhuriyeti çok şükür hala bir hukuk devletidir ve valiler de tıpkı diğer kamu görevlileri gibi hukuktan aldığı güçle görevlerini yaparlar. Başkan “benim valim, benim rektörüm, benim müdürüm, benim, benim , benim…”söylemli saltanat yönetim anlayışından çok etkilenmiş olmalı ki bu marazlı yaklaşımı dillendirmektedir.

Ben 57. Hükümet döneminde vali oldum ve o tarihten itibaren de çalıştığım bütün illerde siyasi iktidarın değil devletin valisi olarak görevimi yerine getirdim. Her türlü siyasi görüşe sahip insanların rahatlıkla ulaşabileceği devletin valisi olarak çalıştım. Siyasi iktidarı değil ,halkımdan destek alarak çalıştım.

Bu çerçevede gittiğim her ilde eğitim, ekonomi ve sosyal kalkınma birinci önceliğim olmuştur. Bu hususlarda yaptığım çalışmalar da Türkiye de örnek proje haline gelmiş, dünya da Birleşmiş Milletler Literatürüne geçen projeler olmuştur.

Okul öncesi eğitim ve mesleki eğitim, okuma faaliyetleri, imece usulü ile okullar yapılması, gençlik faaliyetleri, kadın ve mesleki kültür çalışmaları yürütülmüştür. Bilhassa ekonomik getirisi olan ağaçlandırma v.b. gibi çalışmalar hayata geçirilmiştir. Gerçekte olması gereken vatandaş devlet kucaklaşması ,bölge insanın kendisini 1.sınıf vatandaş hissetmesi sağlanmış ve ilk defa batıdan doğuya geri dönüş  gerçekleşmiştir

Çalıştığım tüm illerde görüşü ne olursa olsun  herkes kendini güvende hissetmiş ; ayrılırken de her görüşe sahip vatandaşlarımız tarafından sevgi ve saygı ile uğurlanmışımdır.

Valilik müktesabımdan olacak politika yaparken karşı tarafı incitmemeye, küçük politik rantlar için devletin genel politikalarına zarar vermemeye, devleti ve ülkemi zaafa düşürecek dil kullanmamaya özen gösteriyorum. Sırf muhalefet olsun diye bildiğim bilgileri, yaptığım analizleri sorumsuzca kullanmamaya dikkat ediyorum. Konuştuklarım süzgeçten geçirilerek yapılmış bilgi niteliğinde  konuşmalardır.

İlginçtir AKP teşkilatı tarafından aday olduğum günden bu yana tarafıma sürekli yaptığım görevimle ilgili alakasız, imalı saldırılar yapılmaktadır. Şunu tekrar açık ve net olarak bir kez daha belirtmek istiyorum:

AKP iktidarı geldiğinde ben zaten devletin valisiydim. Kimseye DİYET borcum yoktur. Şayet konuşulursa da kimin borçlu olduğu ortaya çıkar.

Ben çalıştığım tüm illerde Milli projeler uyguladım. Çözülme sürecinin hiçbir zaman içinde olmadım. Terörle aktif mücadelemi her zaman sürdürdüm diğer taftanda insanları kucakladım ve ilin üretim gücünü artıracak çalışmalar yaptım.

Benim çalıştığım dönemde Ankara da hükümet nezdinde terör uzantıları ile devlet sırları paylaşılırken ,onlar benim nezdimde yüz bulamamış ,bu husus ,yandaş medya da eleştiri konusu olmuştur. Milli çizgide duruşum tenkit edilmiştir.

Buna rağmen çözülme süreci ile ilgili kaygılarımı –Oslo görüşmelerini bilmeden- en üst düzeye kadar yazılı ve sözlü olarak rapor ettim.

Bunun üzerine o tarihlerden sonra Oslo anlaşmasına göre veya örgütle yapılan anlaşmaya göre görevden alındım ve yıpratılma sürecine tabi tutuldum

Gündem çarpıtmak amacıyla  bana yönelmek yerine ,içinde bulunduğumuz sürece uygun, milleti ilgilendiren önemli konulara dönelim.

Bizim güvenlik güçlerine  ve istihbarat birimlerine güvenimiz tamdır. Ancak bütün Tv kanallarının görüp ve söylediği gibi aynı anda il ve ilçelerde emniyete ait birimler basılmakta istihbarat terör bilgileri değerlendirilmemektedir. Bizim de itirazımız tam da bunadır. Güvenlik güçlerinin istihbarat raporlarına göre işlem yapılmalıdır. Diğer yandan milli tanklar projesi daha önceki hükümetler döneminde başlanmış bu hükümet döneminde sonuçlandırılmıştır. Bundan da memnuniyet duyuyoruz. Ancak  bu tanklar çıplak gözle görülebilen terör kampları ve şehir merkezlerine yuvalanan teröristlere karşı neden kullanılmamıştır.

Şimdi ;siz genel başkanımızın dillendirdiği şu sorulara cevap verin:

Oslo da kiminle neden görüşme yaptınız ve bunu halktan neden gizlediniz?

Çözülme süreci, açılım, kardeşlik süreci, demokratik açılım söylemi dahil neden Aponun kullandığı jargonlarla milleti uyutuyorsunuz?

Siz İmralı ile mektuplaştınız mı? İmralı da yaşayanı İmralı dışına çıkararak sosyal etkinlikler düzenlediniz mi?

Kandile kriptolu telefon göndererek onlarla görüştünüz mü?

KCK’ nın kuruluşunda onlarla bir oldunuz mu?

Genel kurmay kozmik odası bilgileri sizin sayenizde kimlerin eline geçti?

Bundan sonra tek başına iktidar olamayacaksınız. Ama olası iktidar söz konusu olursa, bundan sonra sizi kimlerin kandıracağını düşünüyorsunuz?

İktidarda bulunan bir hükümet ; seçim öncesi vaatlerde bulunmak yerine ,yapmayı söylediği şeyleri zaten yapması gerekmez miydi?

Hülasa 1 kasım da partiler arası bir seçim yarışı yoktur, yarım kalmış SEVR in hesaplaşması vardır.

1 Kasım da Çözülmeciler ile milli duruşun mücadelesi vardır.

1 Kasım da milli projeler ile gayri milli (BOP)projelerinin yarışı vardır

1 Kasım da TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ BÖLMEK İSTEYENLERİN MÜCADELESİ VARDIR

ASLOLAN BUDUR ….ÇOK ÖNEMLİ OLAN BUDUR…..

Bu haber 714 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...