BERAT KANDİLİ

1 Haziran 2015 18:52

Galip AKIN

Müftü

 

BERAT KANDİLİ

 

1 Haziran Pazartesiyi Salıya bağlayan gece Cenab-ı Hakk'ın rahmet ve bereketiyle yeni bir berat kandilini daha idrak edeceğiz. Geçen ömrün muhasebesini yapma, günah ve hataları affettirme vesilesi kılınan böylesi kıymetli bir geceye bizleri kavuşturan Allah'a hamdolsun. Berat, arapça "berae-beraet" kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Beraet, "iki şey arasında ilişki olmaması; kişinin bir yükümlülükten kurtulması veya yükümlülüğünün bulunmaması" anlamına gelir. Şabanın on beşinci gecesinde müslümanların Allah'ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat Gecesi denmiştir.

Mübarek gece ve rahmet gecesi olarak da nitelendirilen Berat Kandili, gönüllerimizin arınması, manevi dünyamızın aydınlanması, Cenab-ı Hakk'a olan yakınlığımızın artması için önemli bir fırsat sunacaktır. Nitekim Hz. Peygamber "Allah Tealâ, rahmetiyle- şabanın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar" (Tirmizi, "Savm", 39; İbn Mace, "İkeme", 191) beyanı ile bu gecenin mahiyetine dikkat çekmiştir. Berat Kandili, hata ve noksanlarımızı fark etme, kötülüklere sevk eden yolları görebilme ve bizim aleyhimize çalışan nefis ve şeytanla yüzleşme anıdır. Aynı zamanda günahlarla kararan kalpleri cilalama, şerre giden yolları kapama ve Yüce Mevla'nın rahmet deryası ile tanışma mevsimidir. Mümin, bu gecede, geçen ömrünün muhasebesini yapma ve gelecek adına önemli kararlar alma fırsatı bulur. Bu dünyaya boş yere gelmediğini, kulluk vazifesi ile mesul olduğunu ve ahireti kazanma yolunun da dünyadan geçtiğini yine bu kandil gecesinde Mümin yeniden fark eder. Bu hissiyat içerisinde bu kandil gecesini ihya eden bir kişi ise ahiret beratını alma adına Rabbinin af ve mağfiretine iltica eder. Aynı zamanda kendisini iki cihan saadetine vesile kılacak ahlaki erdemlere temessük eder.

Berat Kandili, Cenab-ı Hakk'ın af ve mağfiretinin tecelli ettiği bir zaman dilimidir. Allah Rasulü bir hadislerinde Allah'ın bu gecede kullarına olan muamelesini şöyle ifade eder: "Şabanın ortasında, gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, 'Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle!' der” buyurmuştur." (İbn Mace, "lkame", 191). Haliyle, bu tecelliye mazhar olan bir mümin, kardeşini de

affedebilme olgunluğuna ulaşabilmelidir. Zira Mevla'nın affına nail olabilme adına ellerini semaya açan bir kişi, aynı zamanda kendisinden af dileyen komşusunu da hoş görebilmelidir. Göklerden rahmet ve merhameti niyaz eden bir kişi, kendisinden medet uman kardeşine de el uzatabilmelidir. Nitekim "Merhamet etmeyene merhamet edilmez" (Buhari, Edeb, 18) buyuran Allah Rasulü, ümmetini merhamete ve hoş görülü olmaya davet etmektedir. Bu minval üzere hareket eden bir kişi, idrak edeceği bu kandilin anlamından hareketle, kin ve nefretten uzaklaşmalı ve çevresine hoşgörü ve muhabbetle nazar edebilmelidir. Dargınlıkları ve kırgınlıkları bir kenara bırakıp şefkatle kucaklaşabilmelidir.

İslam dünyasının kan gölüne döndüğü şu günlerde, idrak edeceğimiz Berat Kandilinin ülkemiz ve dünyamız adına birlik, beraberlik ve kardeşliğe vesile olması temennisi ile Kandiliniz mübarek olsun.

 

 

 

Bu haber 656 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...