‘’Yığılmaların sorumlusu Sağlık Bakanı’’

23 Mayıs 2015 13:55

Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Hayati Yıldız, hastane ve acil servislerdeki yığılmaların sorumlusu ve çözüm adresinin aile hekimliği çalışanları olmadığını belirterek, ‘’Bu yığılmanın sorumlusu 15 senedir bu ülkeyi yöneten siyasi iktidar ve onun Sağlık Bakanıdır’’ dedi.

Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Hayati Yıldız, dün sendika binasında düzenlediği basın toplantısı ile hastane ve acil servislerdeki yığılmaların sebebini açıkladı. Vatandaşın bu yığılmaların sağlık çalışanlarından kaynaklandığını zannettiğini ancak durumun göründüğü gibi olmadığını savunan Yıldız, şunları söyledi;

 “Sağlık Bakanlığı’nın ısrarla ve inatla ben yaptım oldu anlayışı ile hareket ederek konunun muhatapları ile hiçbir görüş alışverişinde bulunmayı bile düşünmeden işleme koyduğu Aile Sağlığı Merkezlerinde Cumartesi nöbetlerine karşı 12 Aralık 2014’de iş bıraktık, 13 Aralık 2014 tarihinde de Aile Hekimi ve Aile Sağlığı Çalışanlarının katılımı ile Ankara’da eylem düzenlenmişti.

Sizlerin de şahit olduğu gibi bu eyleme Genel Merkez düzeyinde her türlü desteği veren sendika, sadece Türk Sağlık-Sen oldu.  3 Ocak 2015’den itibaren, aile sağlığı merkezlerinde uygulamaya konulan Cumartesi nöbetleri konusunda bu güne kadar Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi olarak kararlı bir tutum sergiledik.

Her hafta Cumartesi nöbetlerine katılmama konusunda da Aile Hekimliği Çalışanı arkadaşlarımızın yanında olduk ve yanında olmaya da devam edeceğiz. Cumartesi günleri için almış olduğumuz nöbete katılmama kararlarını da devam ettireceğiz.

Sağlık Bakanlığı ortaya koymuş olduğu her yeni uygulamada kervan yolda düzülür anlayışı ile hareket etmektedir. İyi bir işgücü planlaması yapmadan, mevcut personel sayısını iyi değerlendirmeden bir uygulama yapmayı alışkanlık haline getirmiştir.

Bir tarafı yapayım derken öbür tarafı yıkıyor. Sonra da tahribatı ve olumsuzlukları düzeltme adına da tüm olumsuz şartlara rağmen büyük bir özveri ile hizmet veren sağlık çalışanlarının zaten fazla olan iş yüküne yeni iş yükü ekleyerek çözmeye çalışıyor.

Hastanelerde iş yükü artıyor. Acil servisler doluyor, sorumlusu Aile Hekimleriymiş gibi çözüm onlarda aranıyor.

Şu bilinmelidir ki: Hastaneler ve Acil Servislerdeki yığılmaların sorumlusu ve çözüm adresi Aile Hekimliği çalışanları değildir.

Bu yığılmanın sorumlusu; 15 senedir bu ülkeyi yöneten siyasi iktidar ve onun Sağlık Bakanıdır. Popilist  yaklaşımlarla oluşturulan bir sağlık politikası sonucu hastaneye müracaat eden hasta sayısı ile övünen bir anlayış gün geçtikçe önemini yitiren birinci basamak sağlık hizmetinin geldiği nokta sorunun ta kendisidir.

Bu sistem, sağlık hizmetinin vatandaş için vaz geçilemeyecek bir hak olarak görmeyen bir anlayışın ürünüdür. Vatandaşına ihtiyacı kadar eşit ve ücretsiz sağlık hizmetinden faydalanması yerine, paran kadar sağlık anlayışına mecbur eden bir sistemdir.

Aile Hekimliği Sisteminde sağlık hizmeti sunan Hekiminden, Hemşiresine, ATT’sine, Ebesine ve Sağlık Memuruna kadar tüm sağlık çalışanları Aile Hekimliği Çalışanlarıdır. Bu arkadaşlarımızın görev ve sorumlulukları yönetmeliklerle önceden belirlenmiştir.

Aile Hekimliği sisteminde, Bakanlığın kendi belirlediği rakamlara göre bu gün için 4 bin Aile Hekimine ihtiyaç var. Yine Bakanlığın hesaplarına göre de 7 bin Aile Sağlığı Çalışanına ihtiyaç vardır.

Bu ne demektir? Bu gün aile hekimliği sisteminde sağlık hizmeti veren aile hekimleri kendi görevlerinin dışında ekstra 4 bin aile hekiminin daha işini yapıyor demektir.

Bu aynı zamanda mevcut aile sağlığı çalışanı arkadaşlarımızın kendi işi dışında 7 bin aile sağlığı çalışanının daha işini yapıyor demektir.

Yani bu rakamlar, zaten iş yükü fazla olan aile hekimliği çalışanlarının iş yükünü daha da artırmaktadır. Bu gün bir aile hekimliği çalışanı 140 kalem işle uğraşmaktadır.

Onca iş yükünün yanında resmi evrak ve bürokratik işler dayanılmaz hale gelmiştir. Yetmezmiş gibi Bakanlık, aile hekimliği çalışanlarını değişik zamanlarda anketör gibi de çalıştırmak istemektedir.

Cumartesi nöbeti dayatmalarının peşine Pazar nöbeti dayatmasının da getirileceğini söylemektedir.

Biz de buradan diyoruz ki, Sayın Bakan; çalışanlar sizden dayatma değil, sorunlarına çözüm üretmenizi bekliyorlar. Sizden; şiddete karşı çözüm, fiili hizmet zammı yani yıpranma payı, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, daha itibarlı ve güvenceli bir çalışma ortamı bekliyorlar. Bu bir ulufe değil çalışanların hakkıdır. Tüm sağlık çalışanları sizden haklarını talep ediyorlar.

Sivil toplum örgütleri eylem ve etkinliklerini, sorunlara karşı kulağı sağır, gözü kör olmuş ama yetkili makamlarla oturanları uyarmak ve harekete geçirmek için kamuoyu oluşturma adına yaparlar.

Bizim yaptığımız eylemler ve iş bırakmalar sorunlarımıza çözüm üretmek adına kamuoyu oluşturmak içindir.

Bakanlığın ceza puanları bizi yıldırmamalı. Bu anlamsız ve hiçbir derde deva olmayacak Cumartesi nöbetlerine itirazımızı yapmalıyız. Aksi durumda Pazar nöbetlerinin de yolda olduğu bakan tarafından beyan edilmektedir.

Değerli Arkadaşlarım

Biz buradan Bakana bir çağrı yapalım.

Sayın Bakan! Gel bu inattan vazgeç. Bu işi muhatapları ile görüş. Ben yaptım oldu, ben emrettim siz yapacaksınız anlayışı bu çağda geçerliliğini yitirmiştir. Aba altından sopa göstermek anlayışı ile ortaya koyduğunuz 20 ceza puanı bizi kararlılığımızdan vazgeçiremez.

Ben yaptım oldu, ben emrettim siz uyacaksınız devri artık geçti. Artık çalışanlar uyandı. Artık çalışanların arkasında kale gibi duran Türk Sağlık-Sen var. Ülkemiz çalışanları temsilen salonlarda sana alkış tutan sendikalardan ibaret değildir.

Onlar sizi yanıltırlar. Onlar makam odalarında başka, dışarıda çalışanlara başka konuşuyorlar. Ama bak biz sana buradan çalışanlarla beraber Türk Sağlık-Sen olarak sesleniyoruz: Bu yol, yol değil; bundan vazgeçin.

Aile hekimliği çalışanlarının da sesini duy. Onların da bir ailesi olduklarını düşün. Onların da dinlenmeye ve aileleri ile zaman geçirmeye hakları olduğunu unutma. Onların acil hekimi değil aile hekimliği çalışanları olduğunu hatırla.

Sayın Bakan sorumluluk makamında olanlar, sorunlarının çözümünü sorunun kaynağında aramalıdırlar. Sorunun çözümü başkalarının iş yükünü artırmak, çalışma şartlarını ağırlaştırmak ve çalışanların moral-motivasyonunu bozmak değildir.

Biz biliyoruz ki; Cumartesi nöbetleri sonrasında getirilmesini düşündüğünüz Pazar nöbetleri, vatandaşımızın sağlık hizmetlerinden daha iyi faydalanmasına katkı sunacak bir uygulama değildir.

Bu uygulama sadece vatandaş referanslı bir uygulama da değildir. Aile hekimliği çalışanları sizin sağlık hizmeti referanslı vatandaşa yönelik siyasi bir propaganda aracınızda değildir. Olamaz, olmamalıdır.

Değerli arkadaşlar buradan bir çağrı da sizlere yapmak istiyorum. Kararlılığınızı yitirmeyin.

Aile hekimliği çalışanları olarak kararlı tutum ve davranışlarınızda vereceğiniz mücadelede Türk Sağlık-Sen olarak biz sonuna kadar sizlerin yanınızdayız. Yapacağımız eylem ve etkinliklerde beraber istişare halinde olacağız”.

 

Bu haber 913 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...