“Isparta’nın üretim değerini 584 milyon’dan 2 milyar TL’ye çıkardık”

13 Ocak 2015 19:16

Isparta’da sektör temsilcileriyle ortak akıl Toplantısında buluşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ilimizin 12 yılda aldığı hizmetlerin özetini çıkardı. Eker, Isparta’nın 2002 yılında 584 milyon TL olan üretim değerinin yaptıkları tarım politikaları sayesinde yüzde 240 artışla 2 milyar TL’ye ulaştığını bildirdi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, AK Parti Isparta 5. Olağan İl Kongresine katılmak üzere geldiği Isparta’da dün de kaldı. Bakan Eker, sektör temsilcileri ve ilgili kurum yetkilileriyle birlikte Tarım Sektörü Ortak Akıl Toplantısına katıldı. Toplantıda Bakanlığın Isparta’nın 2003-2014 yılları arasında yaptığı yatırımlara dikkat çeken Eker, ilimizin geldiği noktayı gözler önüne serdi. 12 yıldır sürdürdükleri tarım ve hayvancılık politikalarıyla Isparta’nın Türkiye’de bazı alanlarda söz sahibi bir il olduğunu belirten Eker, yeni vizyonunu da açıkladı.

“BAKANLIK MERKEZİNDE UYGULAMALARI

TAKİP ETMEK İÇİN MERKEZ OLUŞTURDUK”

Ortak akıl toplantı sayesinde illerin karşılaştığı sorunları kayıt altına aldıklarını ve bunları takip etmek için Bakanlıkta özel takip merkezi kurduklarını ifade eden Bakan Eker, “STK ve özel sektör temsilcilerinden toplantımıza önceki gün 54 arkadaşımız iştirak etti. Bakanlığımızdan da Isparta’ya Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcılarımız ve Daire Başkanlarımız geldi. Yaklaşık 30 arkadaşımız burada. Neredeyse Ispartalı kadar da bakanlık yetkililerini getirdik. Deyim yerindeyse Bakanlığı Isparta’ya taşıdık. Bu toplantıda 32 arkadaşımız toplam 84 konu veya öneri ifade etti. Bunlar kayıt altına alınacak ve tapeleri eylem planına dönüştüreceğiz” dedi.

“ISPARTA’DA 86 BİN HEKTAR

ARAZİ VE 21 BİN 279 ÇİTÇİMİZ VAR”

Öte yandan Isparta’nın 12 yıllık geçmişini özetleyen Bakan Eker şunları söyledi; “Isparta’yla ilgili şunu görüyoruz; Çiftçi Kayıt sistemi (ÇKS) dahil 86 bin hektar arazimiz var. 21 bin 279 da kayıtlı çiftçimiz var. Gönül ister ki bu arazinin aslında tamamı ÇKS’ye kayıt olsun ama maalesef değil. Arazilerin aşırı derecede bölünmüş olması, Türkiye’nin 90 yıllık sorunu. Biz destekleme politikalarında bunu dikkate almak zorundayız. Resmi olarak sahibi belli olacak ya da kiralanacak. Sadece bunları destekleyebiliyoruz.

“ISPARTA’DA ÜRETİM YÜZDE 27 ARTTI VE

ÜRETİM DEĞERİ 2 MİLYAR TL’Yİ BULDU”

Isparta’da 2002’de 21 bin 279 çiftçi ekmiş, biçmiş, yetiştirmiş ve 584 milyon TL’lik üretim değeri elde etmiş. 2013’de ise yüzde 240’lık artış var bu rakam 2 milyar TL’ye çıktı. Tarımsal üretim değeri 3,5 kat artmış. Meyveciliğin geliştiğini yem bitkilerinin geliştiğini bariz şekilde görüyoruz. Kirazda ciddi artış olduğunu görüyoruz yüzde 194, vişnede yüzde 39, yağlık gülde yüzde 46, fiğde de 9 tondan 72 bin tona sıçramış. Toplamda yüzde 27’lik bir atış var.

“BÜYÜKBAŞ HAYVAN SAYIMIZ

62 BİNDEN 143 BİNE YÜKSELDİ”

Hayvan varlığına baktığımızda çok çarpıcı bir gelişme var. Biliyorsunuz Cumhuriyet tarihinde ilk defa küçükbaş hayvancılığı destekleme kapsamına aldık. Hiçbir hükümet koyun ve keçiyi destek kapsamına almamış. Dahası 2002’de büyükbaş hayvancılığa toplam desteklerin sadece yüzde 4.4’ü ayrılmış. Devlet tarıma bir destek veriyor ama hayvancılığı bunun dışında bırakıyor. Hayvancılıkta sürekli baş aşağı iniş vardı. Sığırcılıkta da profesyonel işletme sayısında bir artış yoktu.  Isparta için konuşuyoruz 62 bin büyükbaş hayvan sayısı bugün 143 bine yükseldi. Daha önemlisi şu; Yüksek verimli saf ırkın sayısı 24 bin iken 85’bine çıktı. Niye? Diğerleri yüksek verimli ırkların dışındakiler melezdi. Esas olan kültür ırkının artmasıyla oldu. Isparta’da yüzde 251 oranında artış var.

“KÜÇÜKBAŞ HAYVAN SAYISI YÜZDE 50 ARTTI”

Küçükbaş hayvan sayısına baktığımız da ise 163 bin koyun 247 bine, keçi ise 149 binden 219 bine çıktı. Burada yüzde 50 artış var. Özellikle küçükbaş hayvandaki hadise şu; Bir yaşam tarzı. Küçükbaş hayvancılığın yüzde 50 artması demek bir yaşam tarzı olarak hayvancılığın toplumun gündemine gelmesi demektir. İnsanlar geriye dönüp kültür varlıklarına geri dönmüş oluyor. Yapmak istediğimiz aslında tam da buydu. Anadolu, kendi varlıklarını yeniden hatırlasın ve değerlerine sahip çıksın istiyoruz.

“SÜT SANAYİSİ VE GIDA SANAYİSİ

GELECEKSE FABRİKA ŞART”

Isparta’nın süt üretimi 51 bin tondan 203 bin tona çıkmış. 4 kat bir artış var. Yüksek verimli kültür ırkı oranı yükselmezse süt üretimi de artmaz. Bu yeni imkanlar açıyor. Süt sanayisi gelecekse, gıda sanayisi gelecekse işletme sahipleri en önce ‘Ben orada ne kadar ham madde bulurum’ diyor. Bu sorunun cevabını bulduktan sonra fabrika geliyor. Süt olmazsa fabrika gelmez. Fabrika olmadığı zaman da üretici sütünü çok cüzi fiyata satmak zorunda kalıyor. Fabrika olmazsa süt piyasası güç kazanamaz. Biz maliyetlerden şikayet etmek durumunda kalırız. Önce sağlıklı, temiz, soğuk zincir içine girmiş, yeteri kadar sütün olmasını temin etmemiz lazım. Bu da hayvancılık faaliyetiyle mümkün. İşletme ölçeğini büyütmezsek, kültür ırkını artırmazsak bunu sağlayamayız. Bize getirdiği şey işte bu.

“BİZİM DÖNEMİMİZDE DESTEKLEME ÇEŞİDİNİ 52’YE ÇIKARDIK”

2002 de devletin yani o günkü hükümetin benimsediği bir politika vardı. O gün Türkiye bir krizden geçti. Türkiye’ye 2001 yılında demişler ki ‘Siz tarıma verdiğiniz destekte üretim ve verimlilikle ilgisini keseceksiniz. Verdiğiniz destek üretimi artırmak için kullanılmayacak.’ Bunların belgeleri bende. Meclise de gösterdim. O zaman ki bakanların altında imzası da var. hatta biri hala muhalefette milletvekili. Dünya bankasına gönderdikleri taahhüt mektubunu da gördüm. Bütün desteklemeleri kaldıracağız ve sadece doğrudan gelir desteği vereceğiz. O da tapuda kaydı olmak şartıyla dönüm başına 10 TL idi. Ondan sonra ‘Ne yaparsan yap’ dediler. Türkiye’ye kredi veren Dünya Bankası ve IMF’nin istediği de buydu. Verimlilik artışı olursa dünyada başka üreticilere rakip çıkacaktı. Şimdi anladınız mı işin özü bu. Biz bunu külliyen değiştirdik. 52 çeşit yeni destek getirdik. Ama hepsi verimliği artırmak için, maliyetleri düşürmek için, kaliteli üretimi artırmak için. Daha profesyonel daha modern tarımsal üretimi, hayvansal üretimi nasıl yaparız bütün desteklemelerimizi buna göre yapıyoruz.

“2002’YE GÖRE DESTEKLEMELERDE

YÜZDE 48 ARTIŞ YAŞANDI”

Bugün biz 2014’de Isparta’da 8,8 milyon alan üzerinden mazot, gübre, toprak analizi desteği verdik. 1.1 milyon fark primi ödemesi yaptık. Hayvancılığa 1 yılda 28,5 milyon destek verdik. 2012’de toplam tarım desteği olarak verilenlerin yaklaşık 3,5 katını sadece hayvancılığa verdik. 2014 yılı içinde Isparta’da kayıtlı çiftçimize 45.6 milyon destek verdik. Bugüne kadar da tarımsal destek olarak ödediğimiz miktar 325 milyon TL. Hayvancılık desteklerinin detayına baktığımızda ise 2002’de yem bitkisi desteği olarak 90 bin TL vermişler biz ise 2 milyon TL vermişiz. Küçükbaş hayvancılık 4.8 milyon, büyükbaş hayvancılık 7 milyon et ve besi hayvanı 6. 3 milyon 2.2 milyon TL de su ürünleri desteği vermişiz. 2002’ye göre yüzde 48’lik destek artışı var. Bütün bir sistemi değiştirmeyi, hayvancılığı daha iyi bir noktaya taşımak için köklü destekleme değişikliğini hayata geçirdik.

“ISPARTALI ÇİFTÇİ SADECE 2014’DE 180

MİLYON TL 0 FAİZLİ KREDİ KULLANDI”

Tarımsal kredi gerekli. Niye? Üretici, çiftçi zirai kredi kullanması gerekebilir, bankalardan kredi alabilir. Ziraat bankası 2002’de 1,5 milyon TL tarım kredisi kullandırmış. Sadece 2014’de bu rakam 139.2, tarım kooperatifleri ise 40. 8 milyon TL olmak üzere toplamda 180 milyona çıkmış. Ispartalı çiftçi 2014 yılında 180 milyon kredi almış ve bunun yüzde 99’unu da geri ödemiş. Cari faizle çiftçi faizi arasında bir fark varsa o farkı biz bakanlık olarak Ziraat Bankasına ödüyoruz.

“ISPARTA’YA 74 TANE TESİS KAZANDIRDIK

VE 22.3 MİLYON TL HİBE VERDİK”

Biz destekleme politikasını tümden değiştirdik. Ama birey daha yaptık. Kırsal kalkınma destekleri başlattık. Bu ne demek? Müstahsil, çiftçi, üretici sadece süt üretmekle, buğday üretmekle, hayvan beslemekle kalmasın bunları işleyecek, bunlara katma değer kazandıracak, istihdam sağlayacak, ürünün değerini artıracak tarıma dayalı sanayi tesisi de kursun, gıda sanayisi kursun istedik. Biz de bakanlık olarak 800 bin TL’ye kadar yatırım tutarı ile gelsin o projenin yarısını hibe verelim dedik. Çiftçi üretim yapsın tarıma dayalı sanayi gelişsin, üretici ürününü satabileceği bir pazara kavuşsun, taşrada işsiz gençler de buralarda iş bulsun istedik. Toplam 74 tesisi bu proje kapsamında destekledik ve şu anda faal durumda. Isparta’nın kırsal yönden kalkınması için 74 tane tesisi kazandırdık. Makine ekipman desteği de yaptık. 30 çeşit makine ve ekipman 1960 projeye de destek verdik. İkisine toplam 22.3 milyon TL hibe desteği vermişiz.

“TKDK İLE 17 MİLYON TL HİBE VERDİK”

Isparta’da TKDK’yı kurduk. Buranın şartları biraz daha iyi. Şu ana kadar 109 proje imzaladık. Üretimde buradaki limit yaklaşık 10 milyon TL’ye kadar çıkıyor. 10 milyon TL’nin yüzde 50’sini hibe veriyoruz. Yeter ki bir ülkeyi kalkındıralım. Isparta şanslı illerden biri. Isparta meyveciliğin merkezi. Gülü saymıyorum, o özel bir üründür. Meyve sebzede bu kadar önemli bir il. Bunlar sadece dalda kalmamalı. 35.5 milyon TL’lik projenin 17 milyon TL’sini hibe vermişiz.

“2003-2014 YILLARI ARASINDA

47.4 MİLYON TL KREDİ VERDİK”

Cumhuriyet tarihinde en çok kooperatif destekleyen hükümeti biziz. Türkiye, 1990 yılında Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerini Destekleme Programına başladı. Baktığımızda Isparta 2002 yılına kadar sadece 11 bin TL işletme sermayesi ve kredi almış. 12 yılda Isparta’ya sağlanan destek sadece 3 kooperatife. 2003-2014 yılları arasında ise biz 47.4 milyon TL vermişiz. Bu Isparta’ya verdiğimiz önemi gösteriyor. 2000 aile bundan istifade etmiş. 2015’te yeni bir programa geçtik. Bundan böyle sınırlama olmaksızın bütün kooperatiflerimize sıfır faizli kredi imkanı sunuyoruz. Ayrıca programa almada da sıkıntı yok. Kooperatifçilik bir kültürdür. Bu tahammül gerektirir. Birbirini desteklemeyi gerektirir. Çekişmeyi, çatışmayı değil. Bu kültürü geliştirmemiz lazım. Bu kooperatiflerin bir kısmı çok başarılı bazıları ise başarılı değil. Bunun tabi sebepleri var. Niye kooperatif yapıyoruz? Bir kişi tek başına işletme kuramıyor. 20 kişi 50 kişi bir beldede bir araya geliyor beraberce bir işletme kuruyor. Biz de buna kooperatif diyoruz.”

 

 

Bu haber 772 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...